herhangi bir dinin olası din ve iman yapısı gereği vermek istediği eğitim, yaratmak istediği birey, bilimselliğe inanmayan kendine anlatılanla yetinen okumayan araştırmayan kendine bildirilen tanrının varlığı bilgisi ve o bilginin tanımı ile yetinip bunu kendi çocuğuna aktarmasıdır. sünni eğitim algoritması da elbette bundan farlı değildir. olmadığı içinde, başkaları tarafından yaratılmış ve kutsanmış bilgisizliğine tapan, recursive bireyler oluşmaktadır. bu tip bir bireyin, irrasyonal bilgi ile dolu ve bu bilginin doğruluğuna tapan bir bireyin sozluk gibi underground olma, kalma idiasında olan rasyonal ve determinist bir yerde ortamın varoluş amacına uygun olmayan şekilde yazma çizme yapması da normaldir.
bu da doğal bir yozlaşma getirir. buradaki yozlaşma internet sözlükleri tanımına uymayan anlamındadır. mesele yazarın kalitesizliğinden ziyade, ortamın reel yapısının ötesinde ortaya çıkan değişmedir. bu değişim bir yozlaşmamıdır yoksa bir medeniyet midir, bu da kişinin durduğu yerle ilgili subjektif bir değerdir. sünni eğitimle cortexi süt gibi yapılmış birey;, allah kitap peygamber diye her yakaladığı yere bir şeyler yazmayı medeniyet görür iken tersi de bunu yozlaşma olarak görebilir. ama sonuçta sözlük konsepti denilen öncesinde belli olmadan underground bir şekilde sonradan birikimle ortaya çıkmış olan olgunun değişimidir mesele. ve o değişim benim subjektif algıma göre, sünni eğitimin bireyi birey yapmaktan uzak tutmaya çalışan yapısından dolayı bence yozlaşmadır. kalitesizleşmedir.