ahmet hamdi tanpınar

entry340 galeri
    51.
  1. türk edebiyatının kategorize edlmesi zor ismidir Tanpınar. aynı soyadı gibidir ve bu pınarlardan herkes faydalanır. Bu nedenle tanpınar'a şair mi? edip mi? edebiyat tarihçisi mi? bilim adamı mı? ord prof tanpınar mı? yoksa milletvekili mi demek gerek? yoksa aydın mı? çünkü dikkatlice inclendiğinde ortaya birden fazla tanpınar çıkmakta.

    önceleyen girilerde tanpınar'ın bir aydın olduğundan bahsedilmiş. aydın kavramı derinden irdelendiğinde hiç bir şekilde tanpınar'ın bu sıfatı haketmediği ortaya çıkacaktır. aydın sadece okuyup-yazan, araştıran insan değildir. aydın aynı zamanda tavır koyan kişidir. kusura bakmayın ama tanpınar'da bu tavır koymanın zerresini göremeyiz. Cumhuriyet idolojisinin dümen suyunda gitmiş-ki fikrimce romanlarında savunguğu gerçeklikler ile siyasetçi kişiliğinde ifade ettikleri arasında bir çelişki vardır- aslında romanlarında kültürün süreklilik gerektirdiğini defalarca belirtmesine rağmen, yapılanlara sürekli sessiz kalmış hatta hatta 27 mayıs darbesinin goygoyculuğunu yapmıştır.

    Ama edebi kişiliği konusunda büyük bir övgüyü haketmiştir. yukarıda da belirtiğimiz gibi tanpınar kültürün sürekliliğini savunur ve bunu biraz da bergson'un yekpare zaman kavramı ile genişletir. bu kültürün ise belirli bir köke dayanması gerektiğini belirtir. bu kültür ise osmanlı kültürüdür, bu dayanak/tutamak tanpınar'ın sık sık sağcı olarak etiketlenmesine neden olmuştur. ama tanpınar'ın osmanlı'ya ilgisi ideolojik kaynakların belirttikleri gibi gerici ya da dini bağlamda ifade edilemez. zaten bu tip etiketler bu dönemde hemen hemen her yazarın üzerine yapıştırılmıiştır ki ahmet oktay'ın o dönemde yaptıkları yorumlar bile ideolojik çizgidedir. Onun osmanlı'ya ilgisi daha çok estetik bir temeldedir. Huzur'da göreceğimiz gibi boğaziçi'nin estetize edilmiş bir hali ortaya koyulur bunu ise daha çok aşk ile birlikte ifade eder.

    recaizade mahmut ya da ahmet mihat'tan beri edebiyatımızda yer eden doğu batı dualitesi peyami safa'daki gibi bir sentezcilik ile son bulmaz. farklı açılardan bakıp bunları bir "armoni" içersinde yansıtmayı bilir. romanlarının özellikle huzur romanının beethoven'in la minor quartet'i gibi kurulmasının mantığı da burada yatar. şunu da antparantez belirtmek gerekir ki, o dönemde alaya alınan alafranga tipler tanpınar'ın romanında abartılı şekilde yer almaz. Saatleri ayarlama enstitüsünde tanpınar bunu mizah ve hiciv ile ilginç bir noktaya taşımıştır. dr ramiz bunu için iyi bir örnektir. suat ise bunun başka bir boyutudur o daha çok batıyı kavrayamamış/krizdeki türk aydının temsil eder. ama suat tanpınar'ın halit ziya'nın aşk-ı memnu'sunun "bizden olmayan" şeklinde belirttiği karakteler gibi biraz yama bir karakter olarak durmaktadır.berna moran'ın belirttiği gibi ses sese karşı'nın spandrell'i ya da dostoyevski'nin ecinnilerdek Stavrogin'i gibi bir karakterdir. zaten ölümü de point to point'den büyük izler vardır.

    edebiyat tarihçiliği konusunda ise tanpınar ciddi anlamda incelenmelidir. çünkü tanpınar 19.yy türk edebiyatı isimli eserini yazana kadar-ondan önceki yazılan tarihler-örnek i. habib sevük'ün kitabı-yanlış ve hatalarla doludur doğru-düzgün bir edebiyat tarihi yazılamamıştır. milli eğitim bu konuda kendisini görevlendirmiş ve şuanda edebiyat tarihçilerinin ve öğrencilerin istimal ettikleri 19.yy türk edebiyat tarihi isimli eser çıkmıştır. kitap şeklen fransız bir yazarın yazdığı edebiyat tarihinin bir kopyası niteliğindedir ama içerik olarak tanpınarın çok yönlerden bakan ve karşılaştırmalı edebiyat alanında da önemli bilgiler içeren bu kitap edebiyatımız için çok önemli kaynaklardan biridir.

    Tanpınar'ın 1932'den önce savuduğu mekteplerde divan edebiyatı eğitiminin kaldırılmasına dair fikirleri ise daha sonra değişikliğe uğramış. batı şiiriyle karşılaştırmış hatta hatta divan edebiyatının en ince noktalarını yaklayarak batı şiiriyle kıyaslamıştır. bu noktadaki en önemli tespiti divan edebiyatının hayattan kopukluğuna dair iddiaya karşı verdiği yanıttır. Tanpınar'ın şair kişiliği ise ilk dönemlerde ahmet haşim'den izler taşımakta daha sonra ise Boudelaire ve Verlain'den etkilenecektir. Şiirlerinden ziyade romanları ile bilinen tanpınar için aslında öncelikli olan şiirleridir. bir çok türde eser veren tanpınar şiirlerinda sakladıklarını şiirlerinde söyler. Yahya kemal'in belirttiği gibi "Bizim romanlarımız şarkılarımızdır".
    2 ...