Nezih bir cafeye giren avcı, etrafına bakınıp en uygun avı bulmaya çalışır. Evet işte ! orada çok güzel iki hatun oturmaktadır ve gözgöze geldiğinde kikirdemişlerdir.
Avcı, kız tavlamadaki başarının cesaret ve kararlılk olduğunu bilmektedir; tereddüt etmeden manitaların masasına doğru yönelir. Masaya geldiğinde "oturabilir miyim?" veya "tanışabilir miyiz?" ...gibi "hayır" olarak da cevaplanabilecek sorular sormaktansa direkt olarak masaya oturur.
"-meraba kızlar, ben Atunç."
Kızlar birbirlerine bakıp kikirderler; iş tamamdır.
O sırada garson gelir ve avcı'ya:
"-siz ne alırdınız?" diye sorar
Garson bile beraberliklerini onaylamıştır. Kendine bir şey söyler ama manitalara da :
"-kızlar, siz ne alırdınız?" diye sorar. Ne de olsa artık beraberdirler.
Kızlar kikirdeyerek.
"-saol, biz başka bir şey almayalım" derler.
Garson avcının siparişini getirdiğinde daha kızların isimlerini öğrenmek mümkün olmamıştır ama sorun değildir.
Ancak garsonun getirdiği siparişten bir yudum almadan kızlar:
"- sana afiyet olsun, bizim acelemiz var." diyerek kalkarlar. Avcı da telaşla kalkmak ister ama garson yanında belirir ve avcıya:
"-kalkıyorsanız hesabı alayım efendim."
Avcı, itiraz etse kızları kaybedeceğini düşünür ayrıca o hesapta kendi siparişi de vardır. Ödeme yapmak için cüzdanını çıkarır, ödemeyi yapar, bahşişi de bol tutar sonra kızlara doğru bakar: kızlar kapının önünden bir taksiye binmiş giderken el sallarlar. Avcı arkalarından şaşkın şaşkın bakar.