Tebrizin Güneşi ( Şems'i tebrizi) Ahmet Ümet'in de kitabında anlattığı gibi onu bir kez göreyim başımı vereyim der. Allah'da ona nasıl ulaşacağını ilham eder. Şems Hüdavendigar'ı ( Mevlana ) bulduğunda önündeki kitapları alıp suya atar ve Mevlana kızıp ne yaparsın be derviş onların içinde babamdan kalan çok müstesna yazılar vardı der ve Şems'i Tebrizi sudan ıslamayan kitapları geri çıkarır. Ve Hakk'a giden aşk yolculukları aylarca kendilerini kapatacakları çilehanelerde başlar. dedikodular çıkıpta Şems'i Tebrizi Şam'a gidince Mevlana aşk ateşi ile yanmaya başlar nitekim oğlunu gönderip onu buldurur. Ancak Tebrizli geldikten sonra yine Mevlana'nın başka bir oğlu tarafından bir rivayete göre iftiraya mağruz kalır ve galeyana gelen bir takım halk onu öldürür. Şems'i tebrizi ölmeden önce öyle bir gideceğimki bu kez benden hiçbir şey kalmayacak der. Halk daha sonra kendisine bir Türbe yaptırır ancak Türbe'nin, dinin o zamanki ileri gelenleri; sadece sembolik olduğunu naaşının orada olmadığını söylerler.( En doğrusunu Allah bilir.) rivayetlerinin anlatıldığı Mecnunun, Ferhat'ın ve Şirinin aşklarını toplasanız hepsinin ulaşamayacağı bizlerin maalesef tam olarak ne olduğunu anlayamayacağı anlatılası aşktır. Allah hesap gününde bir birlerini sadece Allah Rızası için seven dostları affedeceği ümidini hatırlatan sevgi örneğidir.