aslında çok gereksiz bu ayırımcılık bilgisi, ilişkinini boyutu hoşlanmakla sınırlı kalacaksa pek bi sorun edilmez, edilmemeli de. şayet böyle bir durum yaşayan bir yazar kardeşimiz varsa kafasını karıştırmasın.
ama durum ciddiye gidiyor evlilik fikri hasıl olacak ise biraz zor. ve sadece bilindik sebeplerden * değil. alevi sünni farkında, farzedelim sünni taraf sorun etmese, alevi kızın ailesinin kuralları işleyeceğinden evlilikle sonuçlanması zordur. zira "biz sünni kız alırız ama sünniye kız vermeyiz" prensibindedirler. bu sünnilerde de gözlenen bir durumdur. oğulları alevi alacaksa, durum; kızları aleviye varacaksa'dan daha az vahimdir. iki durumda da yazıktır.
oysa ki, esas mühim mesele bu sığ ayırım ve tavırdan dolayı gözden kaçmaktadır. en basitinden kültür farkları ciddi bir ilişkiye izin vermez ki. bir güneydoğulu ile bir egelinin, bir akdenizli ile bir karadenizlinini evliliğinde doğacak kültür farkı kaynaklı zorluklar, sorunlar, yadırgamalar ve sinir harpleri burada da ve biraz da katı şekilde yaşanır. hiç bir şey olmasa, çocukları olduğunda "ne olacak şimdi" başlar, her an tetikte insanlar. baba acaba annesi gizliden bi şey öğütlüyor mu, anne tarafı bu çocuk "canlardan" olmalı, kültürünü bilmeli, öğrenmeli" gibi.. anenanne toruna semah öğretmeye kalkar, bunu duyan babaanne fenalık geçirir, falan filan. aşkın sağlamlığı ayrılığı engellese de, engelleri aşırtıp düğünü yapsa da, sinirleri sağlam tutmaya yetmez, allah işlerini rast getirsin.