sinirlendikçe izliyorsun, garip bir durum. yarışanlar, sunucu acun ılıcalı'nın "bizden biri" ayakları... aslında kutusunu seçen yarışmacının kutusunu önüne koyduğu an biten bir yarışmadan, kredi kartı borçlarını ödeyebilmeleri, ev/araba vs. her insanın kolayca sahip olamadığı malları alabilmeleri için bütün hayatlarını/secerelerini/özellerini ortaya dökmekte hiç bir sakınca görmedikleri, kısaca paranın nelere kâdir olduğunu gösteren bir ibretlik.
"pişmanlık ve hüzün"
büyük sanatçılara ilham vermiş, yaratıcılıklarını beslemiş, hayatlar bitirmiş/başlatmış bu iki kelimenin içi bu yarışmada tam anlamıyla boşalıyor. birkaç dakika önce ağlayan insan, üstelik kafasında olan, hatıralarında duran hikâyelere herhangi bir yorum katmadan dillendirince ağlayan bir insan, bir adriano'ya, bir ronaldo'ya tezahürat yaparcasına çığıran insanlar sayesinde sevinç çığlıkları atıp, masalar üzerinde tepinebiliyor. tamamen şansa dayalı (şov unsurları katılıp, ayarlama yapılmadığını varsaysak bile) bir kutu açma durumunu, bir ayine bir ritüele çevirebilip, kafasında oluşturduğu -sahte- kader ilerleyişinde hayal ettikleri olmayınca tekrar yıkılabiliyor. işin komik tarafı bu rüyayı aynı anda yüzbinlerce kişinin görebiliyor oluşu... bir de internete sanal deriz. kurgunun sadece insan karakterine dayalı olanı daha mı az sanal? değilmiş görüyoruz.
"dostluk"
belki de acun ılıcalı'nın "bizden biri" ayaklarının ortaya çıkardığı tek sahte duygu. böylesine eski ve temeli hayvani dürtülere kadar dayanan bu duygu, kutu açarken birbirlerine sarılan, kazanılan program başı paralarla tatillerde zaman geçiren insanların menfaatlerine indirgenebilir mi? abartma yok. hayli fazla kişi bu yarışmaya kitleniyor, orada yapılan yorumlar katlanarak yayılıyor. aynen benim yaptığım gibi.
"para"
işte bunun hakkında daha fazla yorum yapılamaz. yoruma kapalı bir yaşam kaynağı. "yaşam kaynağı" sorusunun cevabı artık su olmamalı bulmacalarda. hayal ettiğini, henüz görememişken kaybettiğinde ağlayan, dünyası yıkılan, karşısındaki figüranların da dünyasını yıkan o kadar güçlü bir olgu ki. olgu diyorum, maddi olamayacak kadar değerli çünkü, düşüncesi bile bir insanın ne kadar "şebekleşebileceğini" gösteriyor.
programın geleceği mi? kazandırdığı paralara bakarsak, büyük hissettiren bir kazanç. karşımıza koyduklarına, koyanlara bakarsak küçücük bir umut bile hissettirmiyor.