insanın yüreğinin derinliklerine dokunabilen unutulmaz eserlerden biri. başından sonuna kadar sarıp sarmalıyor ve elinizden bırakamıyorsunuz kitabı. o kadar akıcı bir üslupla yazılmış ki kayıtsız kalamıyorsunuz anlatılanlara ve olay örgüsüne.
küçük zeze'nin hikayesi, bir çocuğun gözünden tekrar olaylara bakabilmek bana müthiş hissettirdi. kitabın bazı yerlerinde özellikle kendimi gördüm diyebilirim. çocuksu hayalkırıklıkları, sevgi açlığı, kimsenin seni anlamadığını düşünmek, ilgi çekmek için saçmasapan hareketler yapmak vs...
ölmeden önce okunması gereken derler ya, işte şeker portakalı öyle bir kitap. bir kitaptan çok daha fazlası hatta. kitabı okumayı yarıda kesip, sadece bir süre ağladığım anlar oldu zeze'nin hikayesini okurken. hiçbir kitap beni bu kadar etkilememişti, etkileyemez de...