Solu anlamak, algılamak zordur, her yiğidin harcı değildir. Sol yüksek öğretimli olmak ister, içinde sanat, özgürlük, bilim, zihin berraklığı, okuma, eleştirme, sorgulama, felsefe daha nice özellikler ister. Yani zordur solcu olmak. Şöyle bir örnek verelim konunun daha iyi anlaşılması için. Genel seçimler sonucunda yüzde birlerde yüzde ikilerde sallanan parti oyları vardır ya. işte aslında o oylar öyle değerlidir ki. O partilere oy veren bilinçli ve idealist kesimin oylarıdır aslında. Vatandaş oy verirken oyum boşa gitmesin diye sağ partiler ya da solun sağındaki partilere oy verirler. Aslında bu partilere verilen oylar boşa gidiyor. Azlık hiç bir zaman, değersizlik değildir. Az çoktan değerlidir aslında. Köydeki bir ağanın, şeyhin, şıhın, cemaat liderinin ne bileyim ya da bir aşiret reisinin işaretiyle oy veren sürü insanları da hesaba katmak gerekiyor. Sağa oy veren garibanlarda, düz mantık, düşük eğitim, din faktörü de ağırlıklıdır. Bizim halkımız sağa oy verir ama sol çözümler ister. Vergiler düşsün, milli gelir eşit paylaştırılsın, eğitim ve sağlık parasız ve nitelikli olsun, sosyal adalet sağlansın vb. gibi. Tümüyle bir paradoks-çelişki. Kaldı ki sosyete sola oy vermez. Kendini sol olmayıp da sol olarak adlandıran partilere bile oy vermez. Sermaye hiç bir zaman sola yanaşmaz bile. Kandırılanlar hep garibandır, abalıdır. Gariban ve abalı inat eder gibi vurdukça, ezildikçe daha çok oy verir. işin garip yanı da budur. Yani iyi bir yönetim için seçenleri de seçmek lazım geliyor maalesef.