göz organının kusursuzluğuna rağmen ateist olmak

entry20 galeri
    5.
  1. kusur içinde yüzerken ben kusursuzum diyebilen insanın kavrayamadığı olgu.

    gözün evrimi:

    http://www.youtube.com/watch?v=ruopafvgkpw

    ki youtube'da bu konuyu bilimsel olarak detaylı açıklayan benim görebildiğim dört beş ayrı video var. (hepsinin bilimsel kaynaklı olduğunu da ekleyeyim)

    onun dışında dünyaca ünlü bilim dergisi scince'ta seneler seneler önce yayınlanan bir makaleden alıntı yapalım:

    insan gözünün evrim
    bilmecesi çözüldü.

    darwin’in evrim kuramının karşıtları, genellikle
    gözün karmaşık yapısının, kuramın temel dayanakları
    olan kendiliğinden değişim (mutasyon) ve
    doğal seçilim süreçleriyle açıklanamayacağı görüşünü
    öne sürerler. darwin de insan gözünün nasıl
    evrildiği konusuna bir açıklama getirememişti.
    şimdiyse avrupa moleküler biyoloji laboratuvarı’
    ndan (embl) araştırmacılar gözün evrilme mekanizması
    nı ve kaynağını bulduğunu açıkladılar.
    gözlerimizdeki ışığa duyarlı olan koni ve çubuk
    biçimli hücreler, önceleri beyinde yerleşmiş bulunan
    eski bir hücre populasyonundan evrilmişler.
    embl araştırmasını yürüten detlev arendt ve joachim
    wittbrodt’a göre insan gözündeki hücrelerin
    beyinden gelmiş olması sürpriz değil. bugün
    de beynimizin derinliklerinde ışığa duyarlı hücreler
    bulunuyor ve bunlar günlük etkinliklerimizin
    ritimlerini ayarlıyorlar. önce hayvanların beyinlerinde
    bulunan bu ışığa duyarlı hücreler, evrim sürecinin
    daha sonraki evrelerinde gözlere göç ederek
    ve görüntü iletme yetisini kazanmış görünüyor.
    biliminsanları ilk hayvan atalarımızda iki tür ışığa
    duyarlı hücrenin varlığını belirlemiş bulunuyorlar.
    bunlar, rabdomerik ve cilial (kamçımsı) hücreler
    olarak sınışandırılıyorlar. hayvanların çoğunda
    rabdomerik hücreler gözlerin bir parçası haline
    gelirken kamçımsı hücreler beyindeki yerlerini
    koruyarak biyolojik saatleri düzenleme işlevini
    üstlenmişler.insanlar ve öteki omurgalılardaysa
    bunun tersi olmuş ve gözde yerleşen kamçımsı
    hücreler koni ve çubuk hücrelerine dönüşmüşler.
    araştırmacılar göz oluşumunda evrim sürecinin
    izini, “yaşayan bir fosil” olarak tanımlanan platynereis
    dumerilii adlı deniz kurtçuğunu inceleyerek
    bulmuşlar. bu kurtçuk 600 milyon yıl önce
    yaşamış olan atalarından hala çok farklı değil. bu
    canlıya ayrıca böceklerle omurgalıların son ortak
    atası gözüyle bakılıyor. arendt bu hayvanın daha
    önce başka bir araştırmacı tarafından çekilen beyin
    görüntülerini gördüğünde, beyin hücrelerinin
    insan gözündeki koni ve çubuk hücrelerle olan
    benzerliği dikkatini çekmiş. araştırmacı bu hücrelerin
    aynı evrimsel sürecin ürünü olabileceğini
    düşünmüş. daha sonra, embl’den başka araştırmacı
    ların yardımıyla platynereis dumerilii’nin beynindeki
    hücrelerin “moleküler parmakizleri” başka
    hayvanların beyinlerindeki ışığa duyarlı hücrelerle
    karşılaştırılmış. hayvanın beynindeki opsin
    adlı ışığa duyarlı bir molekülün, omurgalı gözlerindeki
    çubuk ve koni hücrelerdeki opsinle olağanüstü
    benzerlik gösterdiği ortaya çıkmış. embl
    araştırmacılarından kristin tessmar-raible, “bu
    omurgalı tipi molekülün platynereis dumerilii beyin
    hücreleri içinde etkin olduğunun görülmesi,
    bu hücrelerle omurgalı koni ve çubuk hücrelerinin
    ortak bir moleküler parmak izine sahip oldukları
    nı ortaya koymuş bulunuyor. bu da evrimde
    ortak bir kaynağın kanıtı. insan gözünün evrimiyle
    ilgili büyük bir bilmeceyi çözmüş bulunuyoruz”
    diyor.
    embl araştırmacıları, science dergisinde yayımladı
    kları bulgularının sonunda hayvanlarda ışığa
    duyarlı hücrelerle gözlerin evrimi konusunda şu
    senaryoyu öne sürüyorlar.
    ilkel metazoalarda ışığın varlığını belirlemek ve
    ışıkla ilgili zamanlama işlevlerini (biyolojik saat)
    yönetmek için bir atasal opsin kullanan tek bir
    tür ışığa duyarlı hücre öncülü bulunuyordu. prebilateryen
    (anatomide ikili simetri oluşmuş hayvanlardan
    önceki) atalarda opsin geni, c-opsin ve
    r-opsin adlı genlere dönüştü ve böylece öncül ışık
    algılayıcı hücrenin kamçımsı ve rabdomeric denen
    kardeş hücre türlerine farklılaşmasına yol açtı.
    rabdomeric ışık algılayıcı hücreler, pigment
    hücreleriyle bir araya gelerek ilkel gözleri oluştururken,
    kamçımsı hücreler de evrilen beynin bir
    parçası haline gelerek yönsüz ışık tepkisi işlevini
    yüklendi. ikili simetrik anatomiye sahip hayvanlarda,
    örneğin günümüze kadar gelmiş platynereis’te
    bu atasal düzen hâlâ görülüyor. omurgalılara
    uzanan evrim çizgisinde her iki tür ışık algılayı
    cı hücre, evrimleşen retinaya yerleşti. rabdomerik
    ışık algılayıcı hücreler, gangliyon hücrelere
    dönüşerek görüntü işleme sürecinde farklı bir işlev
    üstlendiler. omurgalı gözünün evriminin
    önemli bir özelliğiyse, ışık algılama görevini üstlenenlerin
    rabdomerik değil, kamçımsı hücrelerin,
    yani çubuk ve konilerin olmasıydı. dolayısıyla
    omurgalı hayvanların gözleri, farklı evrimsel tarihleri
    olan farklı ışık algılayıcıları kapsayan bileşik
    bir yapıyı temsil ediyor.

    science, 29 ekim 2004

    türkçe bilimsel kaynak yok diyenler için vikipedi:

    http://tr.wikipedia.org/wiki/g%c3%b6z%c3%bcn_evrimi

    şimdi konuşmaya devam edin hadi.

    edit:

    http://www.youtube.com/watch?v=Stb9pQc9Kq0
    http://www.youtube.com/watch?v=Yj_lNQerUJ4
    3 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük