yazı bile gözünüz görmez elliott smith dinlerken, yazın verdiği enerji geçmez vücudunuza, sadece kafanız önde elliott smith dinlersiniz. the white lady loves you more diyip buruk bi tebessüm yollarsınız elliott smith'e,beetween the bars dinleyip koşmak istersiniz sevdiceğin yanına, bütün karmaşaları gidermek istersiniz, keşke hayattayken dinlemiş olsaydım, keşke canlı canlı dinleyebilseydim, o bir yerlerde onu sevenleri duyup mutlu olsa keşke dersiniz. ve bir çok şey diyerek, düşünerek elliott smith'i odanızın bir köşesine kurdurtursunuz, ve elliott smith o naifliğiyle kurulduğu; masa ışıklı, mumlu, loş odadan hiçbir zaman kalkmaz. şarkılar döner, zaman geçer ama elliott smith'in şarkılarına olan aşk geçmez. sözlüklere,forumlara, bloglara bakarsınız hiçbir yerde mi kötü bişi yazılmaz bir adam hakkında? gittikten sonra mutlu edebilcek bişidir belkide bu eğer devam eden bişiler varsa ilerde. mutlu uyusun, en azından gittikten sonra mutlu olsun denilebilcek insandır. özlenendir evet...