yahu şu dizideki herkes bütün gün evde el el üstünde oturuyorlar, tek yaptıkları şey çay kahve içip onun bunun arkasından dedikodu yapmak, gizli kapaklı entrika çevirmek, birbirine kenafir bakışlar atmak, bir de yemek yemek (dizinin her bölümünde gün içinde en az on kere yemek yeniyor arkadaş, mide değil işkembe bunlardaki!)* . buna rağmen dizide en çok kullanılan replik 'çok yorgunum yatıyorum ben' ya da 'başım ağrıyor bugün çok yoruldum yatacağım' veya 'ben odama geçip dinleneceğim biraz, size iyi eğlenceler'. işte ben bu olaya sinir oluyorum ve buradan yapımcı,senarist,yönetmen,rejisör,oyuncu vs. eğer bu saydığım pozisyonlardan birinde bir aşk-ı memnu çalışanının yolu birgün sözlüğe düşer de bu entry okunursa kendilerinden çok rica ediyorum bu konuda bi değişiklik yapmalarını. en fazla arada bir spora gidiliyor ya da çarşı pazar geziliyor. bunun haricinde hiçbir şey yapılmıyor olmasına rağmen dağdan domuzları indirdim tribi nedir bu ziyagillerdeki yahu. tamam, kabul ediyorum giyinmek, kuşanmak, süslenmek, bakım yapmak,entrika çevirmek için kafa patlatmak, kim ne bok yiyor bu evde diye etrafı gözlemlemeye çalışmak, alışveriş yapmak vs. yorabilir bu türün insanlarını. ama biraz daha gerçekçi olalım rica ediyorum aşk-ı memnu!*
(p.s. bihter ve behlül siz bu serzenişlerimi üstünüze alınmayın kuzum. çünkü her daim acaba bizi gören oldu mu; acaba enselenirmiyiz ki endişesi içerisinde, üstelik fare deliğinden bile insan çıkar durumdaki bir evde, birbirinizi tenhada kıstırmaya çalışarak; orada burada sikişmek için planlar programlar yaparak;üstün başarılar gösterip bu programları hayata geçirerek yaşamak * ; insanı gün sonunda değil yormak tır çarpmışa çevirir diye düşünüyorum. bu yüzden size sonsuz yorulma hakkı tanıdığımı söyleyerek saygılarımı sunuyor ve bu yazıyı sonlandırıyorum.* ayrıca hayatımda adnan ziyagil kadar mal bir adam görmediğimi söylemek ve gerçek dünyada böyle saftoroz adamlar olmadıgını umud ederek yaşamaktan bitap düşüyorum bu diziyi izlerken. bu derdime de bir çare lütfen!)