istanbul da sonbahar

entry147 galeri video2
    33.
  1. " Sonunda istanbul' da sonbaharı iliklerimde hissetmeye başladım. Çok uzun süredir tatmadığımdan mıdır bilemeyeceğim ama her zamankinden daha güzel geliyor' kahverengi binaları, sanki beyazı kirlenmiş koca tavanlı salonları, büyük camları, 18-19.yy mimarilerini görür gibi oluyorum istiklal' de. renkleri daha bir boğuklaşıyor tünel' e yürüdükçe... tıpkı hep sevdiğim gibi, gökyüzü gibi...

    Hani yazın deniz- gökyüzü olur ya şimdi aynısını hiç sevmediğim betonlarla yaşıyor gökyüzü. Ama bu betonlar ruhsuz değil, laz müteahhit yapmamış... kıvrımlarında buram buram azınlık kokuyor! hissedebiliyorum.. seviyorum sanatını hiç tanımadığım, hem yerli hem de yabancı olan adamın...

    Yalnız da yürümüyorum hani! biliyorum içimde benimle yürüyen biri daha var. Hem minik bir çocuk hem de o bahsettiğim evleri görmüşçesine olgun bir kadın... hiç sataşmıyorum ona... sen de gel bak beğendiklerime diyorum... o da meraklıca gözlüyor eminim, silüetleri beynine kazıyor... O sıra bırakıyorum istanbul' u, istanbul' dan güzel olana bakıyorum, o kızın gözlerine... bir iki saniyeliğine seviyorum onu... daha fazla seversem istanbul' a bir şey olmaz belki ama aklım başımda kalmaz biliyorum...

    Sonra yaprakların rengini seviyorum, yağmurun o toprağa ilk düşüşünü... o kokuyu ta derinlerime kadar çekmeyi... ruhum hüzünle dolmuyor gariptir o sahte yaz günleri gibi... kendimi buluyorum kadifemsi rüzgarlarında... sonra gözlerim takılıyor insanlara... tıpkı benim gibi kirletiyorlar bu şehri, bu mevsimi...

    Derken kulaklıktan bu enfes manzaraya eşlik eden roulette bitiyor ve ben içimden öylesine bir küfür edip köşeyi dönüyorum... malum, hayat kavgası... "

    yazdıran şehir, mevsim, lanet olasıca...
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük