sen uyuyordun. sabahın ilk ışıkları yüzünü okşuyordu. benimse gitmem gerekti ama sana seni ne kadar çok sevdiğimi söylemeden gitmeme izin vermiyordu yüreğim. yine o yüreğim seni uyandırmaya da kıyamıyordu. başucunda duran kağıt ve kalem haykırırcasına işte burdayız diye bağırıyorlardı. hemen aldım onları, vaktim de daralmıştı hızlı hızlı yazmaya başladım. birden içime bir kurt düştü. ya göremezse, onu ne kadar çok sevdiğimi haykırdığımı. kalktığı gibi bunu okuması lazımdı. okur okumaz yüzündeki kalbinin yansıması olan sıcak gülümsemeyi hayal ettim . kocaman harflerle "ben bu yazıyı sana yazdım" dedim ve ona olan aşkımı söyleyemediklerimi devamında getirdim. eminim görecekti, birkez daha anlayacaktı onu ne kadar sevdiğimi.