--spoiler--
genellikle tanrıdan ne kastedildiği tam anlaşılmadan tanrının varlığı veya yokluğunun kanıtlarına geçilir. örneğin su diyaloga dikkat ediniz ve konuyla olan bağlantısını kurmaya gayret ediniz:
a: masanın üzerinde küçük bir peri var.
b: ama ben bir şey görmüyorum.
a: elbette, çünkü bu görünmez bir peri.
b: ama dokunamıyorum da.
a: elbette, bu peri görünmez, dokunulmaz ve hakkında hiçbir somut veri edinilemez bir peri.
b: peki o zaman var olduğunu nereden biliyorsun?
a: çünkü bu perinin varlığının kanıtları var.
b: nedir bu kanıtlar?
a: mesela yağmurun yağması bu perinin varlığının kanıtıdır. bu peri yağmur perisi. ne zaman yağmur yağsa bu perinin varolduğunu anlıyorum.
b: peki yağmurun sebebinin bu peri olduğunu nereden biliyorsun?
a: çünkü başka birsey olamaz. sen söyle o zaman yağmurun neden yağdığını?
b: yağmurun neden yağdığını bilmiyorum. ama yağmurun sebebinin elindeki peri olduğuna inanmam için başka deliller gerekli. (dikkat ediniz, artık bu noktada, b dahi perinin varolup olmadığını veya niteliklerini sorgulamaktan çıkıp, varlığının delillerini tartışmaya başlamıştır).
a: bu perinin varlığını kanıtlamaya aslında gerek bile yok. herkes beyninin derinliklerinde bu perinin varlığına inanır. sadece kişinin gönül gözünü açması gerekir. bu peri kendi kendinin kanıtıdır. ayrıca kendi varlığına dair inancı hepimizin beynine koymuştur. hem sonra, başka turlu yağmurun nasıl yağdığını açıklamanın yolu olmadığından, bu perinin varlığına inanmak zorundasın.
b: peki bu perinin nitelikleri neler? neye benzer? nasıl bir şeydir?
(dikkat edildiği gibi perinin nitelikleri, varlığının kanıtlarının tartışılmaya başlanmasından sonra gündeme gelmiştir).
a: bu peri 15 cm boyunda, kanatlı, zayıf, ince bir varlıktır. akillidir, konuşkandır ve neşelidir. devamlı kanat çırpar. ne zaman yağmurun yağmasını isterse bunu diler ve yağmur yağar.
b: bilmiyorum, bana yine de inanması biraz zor geliyor.
a: ama inanmazsan, bu peri kızar ve evini sel bastırır. inanırsan ve dediklerini yaparsan ise bahçendeki bitkileri yeşertir, evine bolluk getirir. (dikkat ediniz, burada da insan motivasyonunun temel ilkeleri olan "ödül" ve "ceza" prensipleri kullanılmaktadır).
b: ben yine de inanmıyorum.
a: inanmıyorsan, olmadığını kanıtla o zaman?
b: ???
tanrı için de islami kaynaklara baktığınızda pek çok yerde hiç de soyut olmayan, neredeyse insana benzeyen bir varlık karşınıza çıkar. örneğin tanrının "iki el"inden (maide: 64; sad: 75), "yüz"ünden (pek çok ayet içinde, örneğin bakara:115) bahsedilir. kuran'ın, hadislerin sözlerine bakan kimi yorumcular, tanrının cisimli, "mucessine" olduğu görüşüne ulaşırlar. ayrıca tanrı insan gibi görür, işitir, konuşur, yatışır, düşünür, acır, bağışlar, insan gibi "efendi"dir (rabb), "kral"dır (melik), "ev"i vardır (kabe), "tahtı, sarayı" vardır (arş). "güçlüdür" (aziz), "zorba"dır (cebbar), "sevecen"dir (vedud), dost, düşman kazanır, vs. ayrıca kuran'a göre tanrı göktedir. "gokte olan'ın sizi yerin dibine geçirmesinden güvende misiniz? o zaman yer sarsıldıkça sarsılır. gokte olan'ın başınıza taş yağdırmasından güvende misiniz?" (mülk suresi, 16-17). ayrıca tanrının arş'ı (taht, saray) da göklerin üstündedir. bunlara bakan kimi din alimleri ve kuran yorumcuları "tanrı gökteyse, tanrı'nın gökten daha küçük olması gerekir. böyle birsek düşünülebilir mi?" gibi, veya "tanrı gökteyse varlığının ve varlığını sürdürebilmesinin bir başka şeye bağlı olduğunu da düşünmek gerekir, bu nasıl olabilir?" gibi sorular sormuşlardır.
kader ve özgürlük
a-)kaderimiz çiziliyse kararlarımızdan niye sorumlu tutuluyoruz?
b-)yok eğer hür irademiz varsa, niye bazı şeyleri seçtiğimizde cehenneme atılıyoruz?
c-)biz seçimlerimizde özgürüz, kader sadece tanrı'nın bizim seçimlerimizi önceden bilip takdir etmesidir diyerek bu işin içinden çıkmaya kalkmayın. insan verdiği kararları çevresindeki koşullara ve faktörlere göre verir. bu koşullar ve faktörler ise tanrı'nın kontrolü altında, hatta onun sebep olduğu şeyler olduğundan, tanrı eğer denilen vasıflara sahipse, insan gerçekten özgür olamaz. durum bu olmasa ve tanrı insanı gerçekten özgür kılabilecek (ve kılmış) olsa, yani insanın kararları konusunda tanrı'nın hiçbir kontrolü olmasa, o zaman da bu durum tanrı'nın özgürlüğünü kısıtlar. insanın özgürlüğü ve iradesi tanrı'nın mutlak iradesiyle çelişir. insan gerçekten seçimlerinde özgürse ve tanrı'nın bunda hiçbir rolü yoksa, fonksiyonu sadece bunları baştan bilmekten ibaretse, bu tanrı'nın gücüne sınır koyar. tanrı her şeye kadir olduğuna göre, bizim seçimlerimiz de onun onayı ve bilgisi dahilindedir. hatta çevremizdeki her şeyi o yarattığından, seçimlerimiz de dolaylı olarak onun sebep olduğu şeylerdir. dolayısıyla, hem tanrı hem de insan bir arada özgür olamaz. cüz-i irade ve külli irade ayrımı da bu işi çözmeye yetmez. bu çelişki dinlerin doğasında vardır ve din adamları bunun içinden ağızlarıyla kuş tutsalar çıkamazlar. kendilerine sorun, alacağınız hiçbir cevap sizi tatmin etmeyecektir.
d-)seçme yeteneğimiz var, fakat bazı şeyleri seçmememiz isteniyorsa bu yeteneğin ne kadar anlamı var?
e-)tanrının gerçekten varolduğunu farz edelim. benim niye ona tapınma zorunluluğum var? eğer benim herhangi birine, bu biri benden çok daha güçlü bile olsa, tapınmayı reddetme yeteneğim varsa (eğer bunu seçebiliyorsam, böyle bir yeteneğim var demektir), o zaman bu yeteneği kullanmaktan dolayı neden ceza görmem gerekiyor? eğer itaat istiyorsa, neden itaat etmeme yeteneğini de veriyor insana? yok eğer başka türlüsünden zevk alamıyorsa, o zaman "peki bu tanrı sadist midir?" sorusu gündeme gelir.
f-)tanrı her şeyi biliyorsa (geçmiş, gelecek, vs), o zaman geçmiş de, gelecek de daha yaratılış anında belli demektir. belli olan bir şeyi değiştirmek için, kitap, peygamber, vs göndermenin mantığı ne o zaman?
g-)jean paul sartre a göre, tanrı varsa bile ona savaş açıp yok etmeye çalışmalıyız, çünkü o bizim özgürlüğümüze engeldir. tanrı varsa bile, eğer iddia edildiği gibi adilse, hür irade verdiği ve istediğini seçme yeteneğiyle donattığı kullarından, bu yeteneği kullanma hakkını esirgememelidir. o zaman kendisi iyi niyetli ve adil olmaz. gaddar, despot ve adaletsiz olur...
--spoiler--