sosyetik katil. 6 buçuk ay ülke gündemini de iyice bir meşgul ettiği için çeşitli kişi, kurum ve kuruluşların kendisine şükretmesi gereken canlıdır kendileri aynı zamanda. neyse..
öncelikle şu zanlı meselesine değinmeden edemeyeceğim. yahu, adam kabul etmiş. ben yaptım, bıçakladım, valize sığmadı gittim testere aldım kafasını kestim demiş. yemişim savcılık kararını. katıl işte bu herif. ağzıyla söylüyor. yok katil zanlısı denmeliymiş de, yok bu hukuki bir kavram karmaşasıymış da, dikkat edilmeliymiş de... hadi ordan.. ben söyleyeyim asıl hukuki kavram karmaşasını: bu adamın ailesi resmen yardım ve yataklık ediyor bu katile. ve 1. derece yakını oldukları için yargılanmıyorlar. bu nasıl bir olaydır? evet sayın sözlükçüler, aklınızda bulunsun. gün gelir de cinayet işlemeye karar verirseniz şayet, hemen annenize söyleyin sizi saklayıversin. sonra da sucuk ekmek yiyin.
bir yandan da halk kahramanı oldu çıktı zavallı(!). neymiş, o kadar kötü durumdaymış demek ki de kendisi teslim olmuş, yazıkmış. alkollüymüş de zaten. kıskançlık krizine girmiş sonra. bir anlık gaflete düşmüş, cinnet getirmiş bir de. gitmiş mutfaktan bıçağı kapıvermiş, saplamış kıza. öldü sanmış. bak bak.. sonra da valize sığdırmaya çalışmış becerememiş çocuk. gitmiş testere almış. kafasını kesmiş falan filan... bu masal kime pardon? nedir bu yani? 6 buçuk aydır bunun için mi kaçıyordu? daha yaratıcı bir şey bulamadın mı cemciğim? zaten o kıskançlık meselesi de medyadan çıktı. bu caninin de "heh buldum bahaneyi" deyip üzerine atlamaması için hiçbir sebep yok. nasıl bir manyaksın ki sen kıskandığın için bilmem kaç kere bıçaklıyorsun, yetmiyor, "kafası sığmadı" deyip kafayı bir güzel kesebiliyorsun. oha! hayır aklım almıyor bir insan böyle dandirik bir sebeple nasıl bu kadar gözü dönmüş sapık pozisyonuna gelebilir ki? alt tarafı kızın telefonunda mesaj görmüş. aman yarabbi, münevver teğmenle kahve içmeye gitseymiş gerçekten, bu cem de ikisini görseymiş bir kafede, ben olacakları tahmin edemiyorum... bütün kafeyi motorlu testereyle doğrardı alimallah.
iki çift lafım da avukat aytekin'e: mehmet ali birand ile yaptığı röportajı izledim ana haber bülteninde. inatla "çocuk" vurgusu yapmasına gerek yok, anladık. ama afedersiniz eşek kadar adama da çocuk demesi gayet komik. çocuk mocuk.. kafayı testereyle doğramayı bilmiş o çocuk. o ne olacak? yasalarımız da insanı çileden çıkarmaya yetiyor zaten. 18'ine 7 ay kala işlemiş adam cinayeti. 7 ayda evrim mi geçiriyor yani? biz de 17 yaşımızdan 18 yaşımıza geçtik ama ne fiziksel ne de psikolojik olarak çok önemli değişimlere uğramadık bay aytekin. evet siz sadece yasal prosedür olarak bakıyorsunuz olaya ama demeyin şunu yahu! çocukmuş.. külahıma anlatın bir zahmet... 17 yaşında bir "çocuk" ile 18 yaşındaki bir "bireyin" tek farkı sahip olduğu siyasi haklardır. tabi bu yasal bir konu yapacak bir şey yok ama olsun. içimde kaldı söylemezsem olmaz.
