- merhaba ekşi abi, biz sizi geçmeye geldik. pardon, geçmeye karar verdiğimizi söylemeye geldik... pardon, kendimi tanıtmayı unuttum. ben zilli, bu da arkadaşım kansu.
+ ne anlamda geçmekten söz ediyorsun?
- her anlamda abi, aklına ne gelirse işte. senin hayal gücüne kalmış...
+ e geçseydiniz o zaman, niye gelip haber verme gereği duydunuz ki?
- abi valla zall yolladı... ekşiye gidin, aynen böyle böyle söyleyin, küfür ederlerse altta kalmayın, ilk siz vurun dedi...
+ kendi niye gelmemiş peki?
- ben de, ''kendin gitsine artist, niye gitmiyorsun, dayaktan mı çekiniyorsun?'' dedim, çok kızdı, dövdü beni.
+ iyi tamam... efendi çocuklara benziyosunuz siz, hadi artık geri dönün ama, yolunuz uzun, zall sizi merak eder.
- yok be abi, ne merak etmesi! uğurlarken, ''gerekirse ölün, ama karşı taraftan da sekiz-on kişiyi götürün, zaten entryleriniz bi boka benzemiyo, sözlüğe bari böyle bi faydanız dokunsun,'' dedi.
+ yazık lan... çok ezmişler sizi orda. gelin ben de yazın isterseniz.
- hadi len, uludağ gibi sözlük mü var şımarık!