'bir aşkın enkazını kaldırmak' zor zanaat olsa gerek başımı kaldıramazken ben yeniden hayata karşı. nekadar da acımasızdın sen ve bi okadar da pislik, nedenmi pislik dedim sevgili sen iyi bilirsin sorma sakın. hatırlarmısın konuşurduk senle sabahlara kadar ottan, boktan, hayattan, kusurdan, aşktan herşeye diyecek bir sözün vardı ama inanmamalıymışım aşk hakkında dediklerine meğer. ama nasıl inanmazki insan, ruh, beden bu denli iyi rol keserken sen. bazen kızıyorum kendime lanet ediyorum hatta, ben nasıl göremedim bu denli aşağılk olduğunu ama dedim ya sen çok iyi bir oyuncuydun tek kişilik gösteri sunan, bense saf aşık at gözlükleri takan. inan bana aldatılmak değil aldanmak koyuyor bana, inanmıştım sana sarıldım yanıldım kırıldım. kırgınlığımla yanılgımla bir odada kapalı kaldım, dışarıda sen bensiz hayatını yaşarken. yaşa sevgili yaşa sen, eğlen, gül, sev, sevil ama beni benimle bırak artık bu enkazda kaldırabilirmiyim bilmem, dedim ya zor zanaat olsa gerek.