tartışma seyriyle ilgili kurmaca olgularla bir tartışmanın yürütülemeyeceği bir gercek, öyle bir gercek var biliyoruz da, arkadaş tüm bu gerceklere sırtını cevirerek şimdi de teşbih sanatı konusunda derin analizlere girişmiş, tek kelimeyle alkışı hakediyor ne diyelim. arkadaşın yazısında herhangi bir teşbih olmaması yine ayrı bir yana, laf kalabalığına boğularak konuyu anladım aslında ben ispatına girişilmesi de bir o kadar sakat. ha, siyasi herhangi bir mevzu hakkında ki performansını ben yine de teşbih konusuna yönlendirmesini kendisine şiddetle tavsiye ederim.
ilk olarak şöyle başlayalım, akp'nin kime neyi göstereceği demokrasinin, demokrasi hayatının bir cıtası olamaz. biliyoruz ki milyonlarca yıllık tarihe sahip insan aklı, sandığımızdan daha yaratıcı ve güçlü. ayrıca, diğer bir entry'de basettiğim gibi siyaset ve demokrasi sadece sandık endeksli değildir. yani sonuç olarak, olguların birbirini etkilemesi meselesini malesef yine anlamamışsınız, ki bu konu üzerinde artık ısrarcı da değilim, nitekim o konuda anlatılmak istenilenlerin hiçbirini karşılamamaktadır, yani karşılık gelmemektedir.
nitekim sürekli aynı şeyleri yazarak, bir cevap vermiş değilsiniz, hali hazırda bu yazı diğer anlatılanların basit bir maddeleşmiş hali, bu konulara diğer entrylerde değindik, rahatlıkla okunabilir.
şimdi bu arkadaşın beni carpıttınız dediği cümleyi ve aslında demek istediğini iddia ettiği cümleleri alt alta getirelim ve kararı yazılanları okuyanlara bırakalım da, nasıl bir tartışma yürütüldüğünü herkes iyice bir görsün.
- siz işçiler için hakkınızı ararken mazlum edebiyatı değil kahramanlık oluyor da bu arkadaşlar haklarını ararken mazlum edebiyatı oluyor öyle mi ? (aç burdan işçileri de sevmiyoruz biz.hı hı.aferin)
( fgfg)
-türban olmamasını işçi olmamasına bağlamadım sadece türbanlılar ile işçilerin haklarının yenmesinde ortak olduğundan bahsettim.allah lillah aşkına çarpıtmayın artık şu cümlelerimi.
( fgfg)
-3-türbanlı kızın işçi olma ihtimali var demedim laf çarpıtmanın da bu kadar ilerisi artık.
bak arkadaşım teşbih sanatı vardır.yani benzetme
( fgfg) bu arkadaşın madde üçü ile ilgili ne dediğini anlayan var mı, ya da neyden bahsettiğini anlayan?
arkadaş allah lillah aşkına çarpıtmamamı istemiş, carpıttığımı iddia ettiği argümanlarının bir tekine dokunmadan yapıştırdım, buyrun yukarda durmaktadır, zahmet edip okuyan arkadaşlar bir çarpıtma olup olmadığına rahatlıkla karar verebilirler. ya da ''carpıtma'' derken komik duruma nasıl düşülür bunu da görebilirler. ki benim bu argümanlara ne cevap getirdiğim de gayet ortadayken hem de, çok ilginç ve de komik.
sonuç olarak, neyle nasıl tartıştığımız ortada, henüz kendi yazdıklarını bile bir şekilde tahrip ederek, üzerine allah lillah dileyerek bu işler olmaz. kendi yazdıklarımızdan haberdar olmamamak bana göre en büyük sıcış emareleridir, ancak arkadaş anlamadığı, dahası yazdıklarından haberdar olmadan bizden de bir sıcış aramış. neyse yazdıklarım ve arkadaşın yazdıkları gayet acık ve net görülüyorlar neyse ki.