üniversite birinci sınıfta ders ingilizce. hoca 2 haftadır muafiyet sınavına girmemiz için yalvarmış, kendi bile derse gelmek istemiyor. saat gece dokuz da başlıyo ders. artık muafiyet sınavı geçmiş, sınava girmeyenlerle ders yapıyor. ama yüzünde bir küfür ifadesi, gecenin bu saatinde beni getirdiniz buraya pezevnkler hepinizin amna goyacam der gibi.
neyse ders başlamış biz "simple present tens" işliyoruz. tam böyle ders havasını almış gidiyor herkes konsantre olmuş, bu arada saat de on olmuş. tabi kızın biri taktı çantasını koluna üniversitede olmanın verdiği rahatlıkla da sınıftan çıkmaya yönelmişken,
hoca: nereye kızım..
kız: hocam geç oldu ben gideyim artık...
hoca: tamam sen git biz de okey bitince çıkarız yavrum
kız ne olduğunu anlamamanın verdiği şaşkınlıkla ve aptallıkla olsa gerek yoluna devam etmeye yeltenmişken( tabi biz bu arada kopuyoruz)
hoca: kızım sen burayı kahve mi sandın? istediğin zaman gideceğin yer değil burası otur yerine
kız kıpkırmızı yerine oturur. ayarı almış rahatlamıştır.