kanımca mavi nin bir başka gıcık eden, anlamsız olan reklamlarından biri efendim. hatta mavi nin; gıcıklığı, anlamsızlığı reklamlarında prensip edindiğini düşünmeye başladım.
yani dar pantolon giymek, sokakta yürürken kulacıklar üşümesin diye başı kapatmak, süslenmek istanbul insanına özgü bişey midir? elbette değildir. hele ki istanbul son yıllarda iyicene kapanmaya başlarken hiç değildir. ülkenin diğer şehirlerindeki gençler resmen aşağılanmış gibi geldi bana.
ha bi de öbür taraftan baktım olaya: istanbul genci şimdi bu durumda sürekli dar giyen, fön makinasıyla tüyleri kabartılmış tavuk götü konseptinde saçla gezen, erkek olsa bile skinny jeans kot tercih eden genç mi demek? gecenin bi vakti 'saldım çayıra mevlam kayıra' felsefesiyle sokağa çıkan, kocasını iplemeyen kadın mıdır istanbul kadını? hiç sanmıyorum.
hem istanbul da ayaz olduğunu kim söyledi size lan? istanbul un ayazı meşhurmuş. yok ya? biz rastlamadık heral. istanbul da ayaz olduğu zamanlar vardır ama o dönem ülkenin her yerinde ayaz vardır. ne alaka olm? ayaz mayaz olmaz bizde. burası istanbul.
ama reklamı tam bi katalog tarzında çekmişler. gerçekten. onu çok takdir ettim. türkiye deki giyim markalarına örnek olur. kıyafetleri çok sanatsal bi şekilde ortaya çıkarmışlar. ne çok göze batıyo ne de çok geri planda kalıyo.
kardeş son sahneye iyice koptum. bi tane cılız tıfıl. ne vücutta iş var ne seste. töbe töbe. babası diyo ki: 'oğlum ne o böyle dar dar kotlar giyiyosun her tarafın meydanda'. babacım oğlan kurumuş dal kıvamında zaten. hangi tarafı meydanda? söyle biz de oraya bakalım. görelim. ama, 'ne demek burası istanbul' diyo ya orasına gönülden katılıyorum. ne demek lan harbiden? noluyo size? icat mı çıkarıyonuz başımıza? noluyo lan?
