sinemaya gidersin. oturursun yerine. filmin başlamasını beklersin. film başlar. filmin başlarından bi bok anlamazsın. ortalarında, olayın akışına kendini kaptırırsın. vaktin nasıl geçtiğini anlamazsın. sonundaysa, ilkokul sıralarında bıraktığın önlüğü giymek gelir içinden. önlüğü giyip, o zamanlara dönmek ve ayaların** patlayana kadar alkışlamak istersin. bi kıyamet insanın deli muamelesi yapacağı aklına gelir, sessizce mekanı terk edersin. film, birkaç gün etkisi altında bırakır seni. sonra dvd sini alırsın. tekrar tekrar izlersin. her izlediğinde farklı bir ayrıntıyı fark edersin.
biliyorum canım. şimdi o özel mesaj gönderme kutusunu kapat da devamını oku. bu başlığın v for vendetta olmadığını ben de biliyorum.
bu herifin entry leri de, işte bu filmler gibi abi. bir entry sini okuyorum, film izlemiş kadar oluyorum. tamam tamam, kısa metrajlı bir film izlemiş kadar oluyorum. adam, anlatıyor anlatıyor. entry i de, kolay kolay unutamayacağın cinsten bir sonla bitiriyor. işi gücü bırakıyorum, uzun uzun düşünüyorum yazdıklarını. aynı entry sini her okuduğumda farklı bir ayrıntı dikkatimi çekiyor.
ben de mi sorun var dude? şayet yalnız değilsem, benimle aynı duyguları paylaşan bir başka zat-ı muhterem bu sözlükte ikamet etmekteyse, özel mesaj yoluyla bana bildirsin. mümkünse bayan olsun, kıh kıh kıh.*
bana sorarsan -ki sormazsın- sözlüğü siklediği için az yazıyor. ne yapsın olm adam? şu sefil yere, bizim gibi, aklına gelen her boku yazsın mı? yoo dostum, vfv nin entry leri o kadar ucuz değil.
ayrıcana avukatı değilim bu adamın. ama ilerleyen zamanlarda menajeri olabilirim. şu an düşünme aşamasındayım, hehe.
tanım: yazdığı her entry den sonra, özel mesaj yoluyla yaladığım yazar. evet, şeyini yalıyorum. ahmet yıldız ölmedi huleeyyn! püü, sıçtık sıvadık iyicene. tanım denen zamazingoyu bir türlü beceremedim gitti zaten.