benim ki gündür. ben günü beklerim. mutlu olacağım günü. biliyorum bekleyişimin sonunda mükafatlandırılacağım. hem de tam istediğim gibi. çünkü ben beklemiş olacağım. çoğu kimse beceremez bunu. oysa ki benim en büyük erdemimdir bekleyebilmek birini yada birgünü ya da bir anı.. beklediğim gün gelecek, hem de nasıl bir geliş olacak onun ki bir bilseniz. bana ilk önce diyecek ki geliyorum sen beklemeye devam et. anlıyorum ve diyorum ki tamam kesin geliyor. ardından engeller sürüsü çıkıyor ki gelişi güzel olsun, anlamlı olsun, heyecanlı olsun. bu engeller öyle böyle değil ama, bildiğiniz engellerden değil. bana gösterdi ya yüzünü beklediğim, tamam dediler bu sana şimdilik yeter, avun bununla. bana da yeter zaten geleceğini öğrenmek. geleceğini öğrendiğim vakit önemsizdir engeller ne olursa, nasıl olursa. ama her insan kaldıramaz da o engelleri. öyle böyle değiller gerçekten. beni ağlatmaya çalışırlar hadi ağla derler gelecek beklediğin ama önce cefasını çekmen gerekiyor derler. bense ağlamam çünkü biliyorum geleceğini ya ondan gülerim hepsine, ağlatamazsınız beni derim ağlasam da gözyaşlarımı göremezsiniz derim çünkü içime akar onlar. geleceğini öğrendikten sonra kim bilir ne kadar beklerim, belki yıllar belki günler.. ama önemsizdir vakit. gelecektir ya onun sevinciyle saymayı unuturum ne kadar geçti diye. engeller beni yaralamaya devam eder geçerken zaman ki engeller beni yaraladıklarını zanneder.. hiç ummadığım bir anda engeller bitiverir. o zaman bi boşluğa düşerim işte.. çünkü beklediğimle aramda sadece hava boşluğu vadır. işte derim geldi vakit o anın tadını çıkarmaya çalışırım bir süre ama yok ya hemen kavuşalım ne de olsa ben onu o da beni beklemiştir. kavuşuruz, aramızdaki boşluk yok olmuştur. hissederiz birbirimizi. ben kendimi kahkaha atmaktan alamam çünkü böyle şeylerde gülme krizine girerim. o da şaşırır. böyle bi afallar falan ama sonra farkeder ki benim ki zafer sarhoşluğudur. tamam der ve devam eder benim benliğimde kaybolmaya başlar. bende kaybolmalıdır, çünkü onu herşeye rağmen beklemişimdir..