13 eylül 2009 bursaspor fenerbahçe maçı

entry91 galeri
    62.
  1. 8 sarı kartın gösterildiği abuk sabuk bir maç olmuştur. Ayrıca fenerbahçeli futbolcular bu maça şampiyonlar ligi finali oynuyormuşçasına stresli başladılar. Aleyhlerine olan bir çok pozisyonda hakemin üzerine yürüdüler. Hakem Deniz Çoban 8 sarı kart gösterdi ama bu kadar çok karta rağmen iki takıma da otoritesini kabul ettiremedi. eli indirildi, ittirildi, üzerine yüründü, bağırıldı, alkışlandı ve buna rağmen kendisine yapılan itirazlardan sadece Alex'e kart gösterdi. Guiza'nın kartı da topu eliyle yere vurmasından dolayı bedavaya alınan bir karttı. Peki ama ne oldu hakeme kart işareti yapılıp da kırmızı kartla dışarı atılan oyunculara. Daha dünkü Galatasaray Beşiktaş maçında hakem Bülent Yıldırım ilk itirazlara karşı futbolculara konuşursanız kartı görürsünüz şeklinde uyarısını yaptıktan sonra doğru dürüst bir kart göstermeden maçı tamamlarken deniz çoban niye böyle? Fenerbahçeli tek futbolcuya kızıyorsam ne olayım... Ne hakemi alkışlayan Lugano'ya, ne ittiren Mehmet Topuz'a, koştura koştura üzerine gelen Gökhan Gönül'e, Kazım'a... Hiç birine kimsenin kızmaya hakkı yok. Hakemin zaafını görünce elbette üzerine yüklenecekler. Zaten bir çoğu oynadıkları milli takımlardan yorgun gelmişler ve bu da oyunlarına elbette yansıdı. kızılması gereken taraf hakemlir eri bu kadar zayıf yetiştiren merkez hakem kurulunun. eminim maçı seyreden fenerbahçeliler bile bu kadar itiraza rağmen nasıl olur da hiç bir oyuncuları atılmadan maçı tamamladıklarına şaşıyorlardır. En azından maçı beraber seyrettiğim fenerbahçeliler şaşırdılar. Olan kime oluyor böyle durumlarda. Bir başka maçta hakeme en ufak bir itirazdan dolayı kart yiyen genelde zayıf takım oyuncularına. Onlar da elbette itiraz ediyorlar hakemlerin bu çift taraflı takdir haklarına. Tıpkı maçın ardından Ali Tandoğan'ın "Hakeme acıdım. Her pozisyonda neredeyse tüm takım üzerine yürüdü. Ama merak ettiğim bu hareketleri biz yapsaydık maçı kaç kişi tamamlardık?" şeklinde isyan etmesi gibi. Gerçi Ali Tandoğan da maçın sonucundan dolayı hakemin ardına sığınmamaları gerektiğini ifade etti ama tarafsız gözle bakıp da kendinizi saha içindeki bir Bursasporlu oyuncu yerine koyarsanız moraliniz bozulur. Çünkü biliyorsunuz ki karşınızda gerçekleşen olayları siz yapıyor olsaydınız soyunma odasının yolunu çoktan görürdünüz. Yine de girdikleri pozisyonlarda ve kullandıkları şutlarda çerçeveyi bulmaktan bu kadar uzak kalırsanız ve karşınızdaki takımda Fenerbahçe ise tüm bu unsurları geride bırakacaksınız. Maçın içinde genelde hakeme özellikle fenerli oyunculardan yoğun itirazlar vardı ama 90. dakikada gördüğü sarı kartın dışında bir sarı kart görmesi gereken bir diğer oyuncu da Bilica ile girdiği pozisyonda 19 yaşındaki Sercan Yıldırım'dı. Acaba Sercan Yıldırım girdiği ikili mücadele sonrasında beraber yere düştüğü Bilica'ya karşı o tekmeleri savururken neler düşündü? Acaba Bilica'nın sırtı değilde yüzü kendisine dönük olsa ve o çivili kramponlarla savrulan çiftelerden biri Bilica'nın yüzünde patlasaydı ne hissederdi ? Açıkçası 19 yaşında milli takımımıza yükselmiş bu parlak oyuncunun bu sorumsuz davranışı kendisine yakışmadı.
    Sonuç olarak Fenerbahçeli futbolcular yorgun olarak geldikleri Bursaspor deplasmanında stresli ve oldukça gergin başlamalarına rağmen hem kaliteleri, hem tecrübeleri hem de şansları sayesinde istanbul'a 3 puanla dönmeyi başardılar. Futbolun kalitesinden çok hakemin kalitesizliğinin maça damgasını vurduğu bir karşılaşma oynandı.

    Edit : Bu kadar tarafsız yazmama rağmen yine eksilenmişim. Maçın 22. dakikasını bir seyredin ve olabildiğince objektif olun. Bir hakem üzerine yürüyen futbolculara karşı 6 adım geriye atmak zorunda kalıyorsa bu hakem acınasıdır.
    4 ...