beşiktaşlı arkadaşların rencide olacağı yerde hala galatasaray'a bok attığı maç. kendi sahamızdan çıkamamışmışız, sakın taktik olmasın o evladım? galatasaray'ın beşiktaş'ın üzerine gelecek gücü yok zaten değil mi? ondan kayıpsız gidiyor ligde. uyuyarak oynayan takıma 3-0 yeniliyorsan, formda ve dinç olan bir galatasaray o sahada napardı senin takımını hiç düşündün mü? rüştü falan hikaye, beşiktaş süper de rüştü kötü. zaten beşiktaş'ın en iyi oynayabileceği derbi buydu, bir daha böyle yorgun bir takımı karşısına alabileceğini sanmıyorum. bu maçın bir benzeri, ve akabinde gene "arjantin harika oynadı yhaa pis brezilya kazandı" yorumlarının hakim olduğu maç için;
sonuç itibariyle maç boyu rölanti top oynayan galatasaray'ın kendini hiç sıkmadan 3-0'lık temiz bir galibiyet aldığı maç olmuştur. galatasaray'ın maçın büyük bölümünde kendi yarı sahasında top oynaması beşiktaş'ın sikiciliğinden falan değil, tamamen frank rijkaard'ın yorgun takımı riske atmak istememesinden ötürüdür, adam bütün maç sakin sakin seyretti, abdul kader keita bile neredeyse defansta oynadı, hiç görülmüyor mu bunlar da hala "beşiktaş galatasaray'ı çıkartmadı" mivalinde saçma sapan kör yorumlar yapılıyor? malum yalancıktan baskı kurana puan verilmiyor, gol atana veriliyor.
bunlar aklıma anadolu takımlarını getiriyor, mesela hikmet karaman da takımının büyükler tarafından tokatlandığı her maç sonrası "bilmemne topu tutsa öyle olmazdı", "o vursa sonuç farklı olurdu" şeklinde ağlardı, sonuç itibariyle onlar "anadolu takımı" olarak kaldılar. şimdi burada da benzer yorumlar dönüyor, senin gol atamamanın da mı sorumlusu rüştü? burada katılabileceğim tek husus, leo franco'nun açık kırmızı kartının hakem tarafından es geçildiğidir. son olarak, ali sami yen'in annesine küfür edecek kadar zavallı olan yaratıkların "yaratıcı" olarak anılması bu ülke tribünlerinin ayıbıdır, o biçim yaratıcılar.
herkesin aksine ben galatasaray'la bir kez daha gurur duydum, yattığı yerden bile ezeli rakip bilmemne dinlemeden fark atabileceğini gördüm. frank rijkaard'ın bu maçta takımı adeta dinlendirmesi ilerisi için başımızın ağrmasını engelledi, 5 maçta alınan 15 puan da iyidir. peki arda turan'ın gözünün altındaki o morluk neydi? neyse, yürüyedurun bakalım...