Not: silik entrynin canlandirilisidir.
efenim metallica diger heavy metal gruplari gibi ayni seyi yapip durucagina degismeye karar vermistir. insan turu surekli bir degisim icerisindedir. daha dogrusu butun canlilar ve doga surekli degismistir. bu topluluk ot gibi ayni seyi yapicagina bir insan olduklarina farkina varmis ve heavy metal ve rock denen harikalar dunyasinin diger tarzlarindan da yararlanmak istemistir. thrash metal, hard rock, senfoni metal/rock, funk metal gibi icraatlara yonelmistir. cliff burton ile yapilan roportaj da: "heavy metal'in sayili gruplari arasinda gosteriliyorsunuz, buyuk bir is basardiniz ne dusunuyorsunuz?
cliff-ben heavy metal yaptigimizi kabullenmek istemiyorum. biz farkli bir tarz yapiyoruz. heavy metal gruplari seytan, seks gibi konulari ele alir. biz daha cok savas, olum, kisisel sorunlarimizi anlatiyoruz ve bir daha sakin bana heavy metalcisiniz demeyin. benim icin bir bass gitaristi demeniz daha uygundur. ayrica bizim tarzimiz classic muzik'in rock harmanlamasi diyebiliriz"
gercekten de metallica'nin muziklerine bakinca master of puppets, for whom the bell tolls, fade to black, the call of ktulu, to live is to die, orion, battery, one gibi sarkilara baktigimizda diger heavy metal gruplarindan cok farklidir. metallica'nin diger heavy metal gruplarinin yaptigi muzik bir tek kill em all albumu benzer. seek and destroy, no remorse, motorbreath, hit the lights gibi sarkilar tam bir heavy metal parcasidir. sarkikarin sozleri olum, hizli yasa hizli ol, onu bul yok et, her tarafa yikicagiz gibi sozlere sahipti. metallica her seyden oncesi yapmacik davranmadi. 18 yaslarinda black sabbath ve iron maiden gruplari dinledikleri icin onlara ozenmislerdi ve o tarz muzik yapmislardi. 20 ve 27 yas arasinda ise siyasi goruslerini ortaya koyup, bariz bir anarsist grup oldugunu gosterdi. adaleti, devletin yargilarini, savasi elestirmisti. 30 yaslarinda ise bu amcamlar hafif yaslandiklari icin e tabiki ruhlari da yaslaninca hard rock yapmaya basladilar. ronnie, bleeding me, mama said, low mans lyric, the outlaw torn gibi sarkilar yapmaya basladilar. ondan sonrasi ise bu abilerimiz adlarina yakisir bir sekilde senfoni orkestralariyla bir album yapmis ve no leaf clover gibi enfes sarkilara imza atmistir. no leaf clover sarkisi, iyi sansin beklenmedik bir sekilde kotu sansa donusmesini anlatiyor. sarkida da dedikleri gibi yuk treni onlara carpmisti. o yuk treni yaslanmalari, evlenmeleri gibi. bu sorunlari onlara dert olmustu. sonra bu abilerimiz yaslanmayi kabul etmek istemediler ve birden sanki 17 18 yaslarinda yaptiklarini yapmaya calistilar, genc olduklarini gostermek istiyorlardi. ve st anger 45 yasindaki adamlardan daha cok 17 18 yaslardaki insanlara hitap ediyordu.
sonuc olarak metallica her daim icinde bulunduklari durumu albumlere yansitmislardir. yapmacik davranmamislardir. aman bizim fanlar thrash seviyor, bizde suya sabuna dokunmayalim, tuttu lan bu, kaptir gitsin dememisler, cesaret sayilacak bir sekilde fanlarinin istekleri yerine kendi yapmak istediklerini yaptilar. fanlarina boyun egip ayni seyi yapmak istemediler. onlarin bu kadar elestirilmesi de bundandir. iron maiden ve judas priest tabi elestirilmez cunku onlar fanlarinin istedigi seyi yaptilar.
oysa sanat insanlarin neyi sevicegini, neyi kabullenecegini dusunup ona gore bir sey icraat etmek degildir. neyi hissediyorsan, neyi ortaya koymak istiyorsan onu yapmaktir.
judas priest ve iron maiden gibi gruplar fanlarini kaybetme korkusundan dolayi hep ayni seyi yapip durdular. ama bir seyi unutmuslardi. o fanlarinda degisecegini. artik gunumuzde judas priest ve iron maiden gibi gruplar sadece bir kac albumleriyle ve sarkilariyla aniliyorlar. ama metallica fade to black le de aniliyor, nothing else matters la da aniliyor, st anger la da aniliyor.
sonuc olarak degismeyen tek sey degisimin kendisidir. gercekleri gorup bilen ama yine de killik olsun diye metallica ya dil uzatanlara burdan selam ederim. isin ozu su ki canlarim aci ama gercek(sad but true).