yüzde yüz futbol tadında taktik analizlere, çeşitli artistiklere sahne olan soyunma odasıdır. hele yenilen takımın soyunma odasıysa burası kaçarı yok bu böyledir. biri içeri girer kapıyı çarpıp , üstünü çıkarıp sağa sola fırlatır suratını yıkar. sürekli agresif tavırlar içerisindedir.susar susar patlar. "10 saattir bağırıyoruz orada size biraz geri gelin diye. maçın başından beri forvettesiniz bi sik yaptığınız yok" der bu agresif arkadaş. bir başkası cevap verir buna :
-çok iyi hücum yapıyosan sen çıksaydın forvete. defansta kaldın da ne oldu. önündeki topu uzaklaştıramıyosun.
iki kişi, çok yakın arkadaş olmalarına rağmen birbirlerini gırtlaklayacak duruma gelirler, içlerinden nefret deresi çağlaya çağlaya akar. birbirlerinin ağzını burnunu kırma isteği artar. bir başkası "beyler bir dahaki maça düzgün oynuyoruz. herkesin yeri belli olsun artık. uğur sen iyi oynadın solda sen orda kal" der. bu bir başkası dediğim genelde aralarında en iyi oynamayan olup yaşı diğerlerinden büyük olandır. bir süre sonra sövülecek yer kalmaz kaleciye dönülür. "abi sen de bacağının dibindeki topa bile vurmuyosun", " abi toptan korkuyosun ya","abi bacak arasından gol mü yenir rakip sahadan" lar havada uçuşur. kalecinin cevabı hazırdır: abi ben size söyledim iyi kaleci değilim diye. o zaman yapmasaydınız kaleci. bir daha da olmam. bu söze söylenecek tek kelime yoktur. bu cümleyle birlikte diğer sporcular göt olmaya başlarlar. aralarından biri "beyler atalım mı 2 bira " der.bir ya da iki kişi kabul eder, diğer odunlar olmaz der yollarını tutarlar.