-Daha demin kızı evine bırakıp yanımıza gelmedin mi olm sen?
+napim kanka, mesaj atıyo kız, cevap atmasam olmaz şimdi.
Güya beraber bir şeyler yapmaya gelmişiz. Herkes birini bulmuş, mesajlaşıyor. işin kötü tarafı, taşşak da geçemiyorum. Ağzımı açsam arı gibi üşüşecekler.
Amınıza koyim lan sizin dedim, siklemediler. Sesimi biraz daha yükselterek dedim, yine siklemediler. Daha da yükselttim; en son birisi sikledi. Karşı masaya servis yapan eleman yanıma yaklaştı: "dostum sakin ol. Bayan müşteriler rahatsız olabilir" dedi. O an, can sıkıntısının verdiği mutsuzluk ve benimle konuşan birine rastlamamın mutluluğu birbirine karıştı.
Eleman, yanımdan hızlı adımlarla uzaklaştı. Peş peşe sigara yakıyorum sıkıntıdan.
boş boş etrafı izlemeye başladım ben de. Derken bir adet güzel kız, radara yakalandı. Beline kadar uzanan sarı saçları ve renkli gözleriyle dikkatimi çekmeyi başarmıştı. Tek başınaydı. Belli ki birini bekliyordu. Tabi ya, erkek arkadaşını bekliyordu. Böylesine güzel bir kız, boşta kalır mıydı? Kızın yanına gidip, senin gibi kızı iki saattir bekleten erkeğin beyin loblarını sikeyim demek istedim bir an. iltifat olarak yani... Sonra vazgeçtim, utanmıştım sanırım.
bu şekilde kafamda bin tilki sikerken, arkadaşı geldi, yanına oturdu. Beklediği arkadaş kız imiş. iki saattir boşuna üzülmüştüm. Bu arada, sahiden de üzülmüştüm. Niyeyse artık...
kızı hafiften hafiften kesmeye başladım. önüme döndüğümde, o da bana bakıyordu. Kafamı çevirdiğimdeyse, önüne dönüyordu. Böyle, garip bir kovalamaca vardı aramızda...
Aradan biraz zaman geçtikten sonra, arkadaşının kulağına bir şeyler fısıldadı. Bu fısıldamanın hemen ardından, arkadaşı bana dönüp baktı... demek ki kız da benden etkilenmişti. Bunu arkadaşıyla paylaşmıştı ve arkadaşı da bu yüzden bana alıcı gözüyle baktı. ince hesaplar yapıyorum. maksat, 12 den vurmak.
Devir, icraat devridir dostlar. Haydin, kızın yan tarafındaki tabureye çökelim. Biraz ilerletelim muhabbeti.
Bayağı bir ilerlettik muhabbeti. Betül, kalkmaları gerektiğini söyledi. Msn di, telefon numarasıydı alındı. Tekrar görüşme ümidiyle ayrıldık. Sonra arkadaşların yanına geçtim. Aynen bıraktığım gibilerdi...
-iki saattir yanınızda yokum lan! Hiç mi merak etmediniz nerdeyim diye?
+...
Akşam, msn e girdim. Baktım, biri beni eklemiş. Bir daha baktım, nicki betül dü. Yaklaşık 3 saat konuştuk. Bu, birkaç gün devam etti. Sonraları, mesajlaşmaya başladık. Artık niyetimi belli etmeye başlamıştım. O da bana karşı boş değildi. Olacaktı bu iş, hissediyordum. Nitekim oldu da...
ilk başlarda her şey çok güzeldi. Birbirimizi çok iyi anlıyorduk. Hobilerimiz de hemen hemen aynıydı. Hepsinden önemlisi, birbirimizi seviyorduk. En azından ben seviyordum. Hem de öyle böyle değil be kanka...
Bir gün, gayet basit bir nedenden ötürü kavga ettik. Kavga, büyüdükçe büyüdü. Oturup adam akıllı konuşacak fırsatı bulamadan araya yaz tatili girdi. O başka bir şehre gitti tatilde, ben başka bir şehre. her zaman ilk mesajı atan kız, artık attığım mesajlara bile cevap atmamaya başladı. Msn de de hiç çevrimiçi olmuyordu.
Okullar açılacaktı. ikimiz de tatilden döndük. Mesajlarıma cevap alamayınca, ben de mesaj atmamaya başlamıştım. Birkaç gün süren suskunluk, onun attığı mesajla bozuldu. Mesaj: "Bu akşam beni evden al. Sahilde dolanalım biraz. Konuşmamız gerekiyor." Ne söyleyeceğini az buçuk kestiriyordum.
Evinden aldım, yürümeye başladık.
-Betül, çok saçma bir nedenden ötürü kavga ettik. Sana karşı sesimi biraz yükselttim o sırada. Özür dilerim.
+Gerek yok Kadir.
-Neden?
+Kadir, bak, düşündüm de ayrılmamız ikimiz için de iyi olacak sanırım.
-...
+bir şey söylemeyecek misin?
-Ne dememi bekliyorsun?
Son kez evine bıraktım onu. Sonra sahile döndüm. O gece yalnız kalmak istemiyordum. Yanıma çok kral iki tane arkadaş buldum: bira ve sigara... bütün geceyi beraber geçirdik.
***
Aradan çok vakit geçti. Şimdi düşünüyorum da, aşkımız yaprak gibiydi bizim. incecik bir bağ ile bağlıydı kalplerimize... ilkbaharda açmıştı. Sonbaharda soldu... ilkbaharda başlamıştı bu aşk, sonbaharda bitti...
***
Başlarda hep sonunu düşledik,
Birkaç farklı mutlu son hazırladık hikayemize.
Sonuna geldik, başları özledik,
Hava çoktan kararmış, geriye dönemedik,
Hüzün temalı düşlere daldık, ilkbahara kadar...
Dudaklarından zoraki döküldü veda cümleleri.
Gölgem, gölgene gülümserken,
Açıldı yüreklerin ayrılığa bakan pencereleri.
Bundan böyle, ömrümden ömür versem nafile
Yaprağın ömrü, sonbahara kadar...