bugün sabah erkenden çıktım abi tamam mı. yeşil elma kavun neyim alacağım. manava girdim ve yeşil elmaların olduğu yere doğru yol aldım. O sırada malum manav elmaları yerleştiriyor. Ulan adamın koymaya başladığı elmalar yemyeşil. Neyse poşete doldurdum bir iki tane elma. Sonra yavaşça adamın koydukalrına yöneldim. Adam elmayı koyuyor. Koyduğunu alıyorum boş alan yine beliriyor. içten içe sinirlendiğini hissediyorum aslında ama adam birşey demeyince olayın bokunu çıkardım.Adamın koyduğunu alıyorum. O elmalarda dizili olacak ya.Sırayı bozuyorum bir iki elma bozluluyor falan. Neyse adam koyuyor ben alıyorum. Sonra dedim: "Abi iki kilo bu kadar eder mi" diye sinirli bir şekilde etmez dedi. Bu arada durmamı fırsat bilen adam hemen bir iki tane elmayı koyup bana kapak yapmaya çalışıyor. Ama yemedim. Yine başladık. Arkadaş tekrar yeltenmemle adamın patlaması bir oldu.
"Kaç kilo istiyorsun birader iki kilo mu" dedi "Eve.." lafımı bitirmeden sinirli sinirli elma topluyor. Tam poşete koyacakken diğer tarafını açmayı unutmuş elmaların çoğu yere düştü. Ben zaten altıma sıçtım. Adam kesin bir tane giydirecek bana. içten söyleniyor tabii. "Töbee töbe ramazan ayında cık yeni gençlik olacaksınız falan" diye. Neyse adam elmaları koydu tarttı. Bu arada kavun geldi aklıma. Yeni bir rezalet çıkmaması için adama "Abi iyi bir kavun" dedim. Kavun alırkende bir iki tanesini düşürdü ama bu sefer kabahatim yok. adam kavunu poşetsiz tarttı. Poşeti aldım onu da açmayı unutmuşum adam poşeti kavrayınca kavun yine tartı aletine hafiften düşünce adam dayanamadı artık. "Bırak lan bırak. Al şu da kavunun. Hadi git artık ya. Hadi." diyerekten beni kovdu.
Daha da o manava görünmeyeceğime dair kendime söz verdim. Bir daha aynı tipi görse öldürecek çünkü biliyorum.
