2 senedir her fırsatta "çok iyi, çok süper, dünyalar güzeli..." olarak başıma başıma kakıldığı için sonunda geçen haftasonunu geçirmek için gittiğim(iz) ada. benim gibi burayı dinlemek durumundaysanız sürekli çevrenizden, gittiğinizde bulacağınız şey çok sessiz, çok sakin, el değmemiş bakir bir ada olmayacak bunun unutulmaması gerekiyor.
bulacağnız şey muhtemelen çok sessiz, çok sakin ama el değmesine rağmen el değmemiş gibi davranılan, bakir bir güzellikten-sadelikten ziyade insan eliyle butik havası-sadeliği kazandırılmış bir ada olacak. evet güzel, evet çok hoş bir ada ama insanların o " çok özgün, çok farklı" tavırları, "ada insanı şöyle, ada havası böyle" muhabbetleri biraz sırıtıyor. herşey endüstriyel ama değilmiş gibi, parayla girilen doğal parklara benziyor. gördüğünüz insanları, köylüleri parasını verip izlediğiniz hayvanat bahçesi sakinlerine benzetmeye başlıyorsunuz. ya da ben mesleğine fazla bağlı bir pazarlama uzmanıyım, bilemiyorum...