yeni albümünü kasım ayında çıkaracak hayatımın anlamı. yok kıl yok tüy diye eleştirilir genelde kendisini sadece 1 şarkı ile dinleyenler tarafından. değiştiği su götürmez bir gerçek ama her insanın doğasında olan gayet normal birşey bu. 17 yaşında çoğumuz daha enerjiğizdir 24 yaşındaki halimize göre. zaman geçerken her şey değişirken bir müzisyenin tarzının değişmesi de gayet normal. ilk iki albüm aşmıştır özellikle under my skin'de boş bir şarkı yoktur denebilir. son albüm tbdt'de ilk iki albüme göre bariz değişim vardır, sound daha popa kaymıştır, albüm tam bir pop-rock biraz da punktır. i always get i want, one of those girls gibi punk denebilecek şarkıların olması albümü punk olarak görmeye yeter. ama esas şanssız durum avril'ın çıkış parçasını albümün en kötü parçasıyla yapması. albümde ilk albümlerdeki şarkılar kadar güzel, i'm with you kadar çarpıcı when you're gone, innocence, keep holding on gibi repeat moda sokacak şarkılar varken çıkış parçası o olmamalıydı. runaway, hot, ı don't have to try, one of those girls, gibi sizi dinledikçe içine çeken şarkılarda mevcuttur albümde ve dinledikçe güzelleşir albüm. yani sanılanın aksine tarz değişiminden dolayı girlfriend ile değerlendirip kötü denilecek bir albüm değil tam tersi dinledikçe içine çeken ve her ruh haline uygun şarkıların bulunduğu güzel bir albümdür. özellkle innocence ne duygularla yazılmış insan hayal bile demiyor...
daha ilk cümlede bu kızı çok sevdiğimi belli ettim ama bunun nedenleri çok fazla. eskiden aşırılıkları vardı evet ama şimdi yanlış kişi ile evlenmesine sinir olsamda (vizeyi alayım suikast düzenleyecem deryck denen kocasına:) çok olgunlaştı. ve her geçen albümde bu olgunluk söz yazarlığı, müzik kalitesi olarak ona geri dönecektir. evet tarzı vardı değişti ama en azından taklitçi olmadı, kendi simgesini yarattı, kendi makyajını yarattı, bileklik, kravat gibi aksesuarlar, düşük bel pantolanlar ve conversleriyle, maviş gözleri güzel yüzü ile girdi hayatımıza ve herşey kendisi gibiydi. kimseye kara kaşı mavi gözü için 8 grammy vermezler herhalde ama bu maviş gözlü şirin kızımız bunu hakkıyla almıştır. sırf değişti diye onu eleştirmek içimden gelmiyor, kendime bakıyorum 3 senede ben bile evrim geçirmişim, bırakın da avril da değişsin. sesi giderek oturuyor, özellike live in toronto dvdsini en izlenilesi konser dvdlerinden; bateri, akustik-elektro gitar, piyano her haltı çalıp şarkısını söylüyor, enerjisi ile gelenleri çoşturuyor ve hakkını ödüyor. canlı performansı da gayet iyidir, live in toronto dvdsi bunu fazlasıla anlatır zaten.
kısacası 2 kere dinleme 3 kere tvde görme ile eleştiri yapmak, babasının hayrına! 8 grammy kazanan bir müzisyeni yerden yere vurmak ne kadar doğrudur orasıda meçhul. önce ı'm with you, slipped away, tomorrow, keep holding on, innocence, i will be, when you're gone, losing grip, forgotten, unwanted, together gibi harikulade eserlerin tadına bakılmalı diye düşünüyorum...