mahalle maçı

entry231 galeri video1
    97.
  1. çocukluğumda benim için en değerli olan şey güneş gibi parıldayan bir günde dışarı çıkmaktı.Arkadaşlarımla kavga edip sonrasında babalarından sırasıyla dayak yemek de hobilerim arasındaydı. ettiğim küfürleri de aynısı gibi iletmeseler sadece güzel anıları hatırlardım muhtemelen.
    rüya gibidir çocukluklarımız, nasıl geçtiğini anlayamayız hala. belki geriye kalan birkaç acı tatlı hatıradır damağımızdaki tat . yaşam mücadelelerimizin anlam kazanmadığı zamanlardır.hayatımızdaki rekabet ta çocukluğumuzda başlar değil mi?
    bir de rekabetin çoğullaştığı anlar vardır.mahalle maçlarından bahsediyorum. mahalle maçları kavga etmediğimiz dönemlerde mahalleler arası rekabetin en kolay yoludur. öyle mahalle maçı deyip geçmeyin. mahalle maçları bir erkek çocuğu için her şeydir benim yetiştiğim yerde.erkekliğini kanıtlaman için bir fırsattır.arkadaşların tarafından gördüğün saygının başarınla orantılı olarak değiştiği bir arenadır.bir de olayın gurur tarafı vardır hani.on haneden oluşan ,çöp arabasının en son ii. dünya harbinde geldiği ve içinde eğlenceye dair en göze çarpan şeyin silindir şeklindeki tezekler olduğu bir mahalleyle gurur duymaktır yeri geldiğinde.bu gurur öyle hafife alınır bir şey değildir şüphesiz.olayın aslı ,kimin borusunun öttüğüdür. belediyenin çöplüğünde top oynama hakkını kimin kazanacağıdır bu.yenilmemelisiniz.acı yok,his yok,sadece öfke ve kafanda tekrar eden cümleler vardır.
    maçlar düello şeklindedir. aşağı mahallenin ,en kavga etmeye müsait ve tipi en bozuk ,hani ilk defa gördüğünüzde bile gıcık olacağınız tiplerinden biri gelir ortalığı kızıştıracak ve belediye çöplüğünde yani kutsalımızda top oynamaya dair bazı yersiz şeyler söyler ve gider. ilk kurşun sıkılmış savaş kaçınılmazdır artık. bir telaşe alır sokağı baştan aşağı. o saatten sonra bize savaşacak değil ölecek adam lazımdır. içinde bulunduğu durumun imkan ve şeraitini düşünmeyecek cengaverler lazımdır bize. arkasından gelecekler için zaman kazanacak türden birileri. midesindeki kan kokusundan ağzından kelime-i şehadetle ortalığa yayan bir gurup kahramandır onlar.hani çok da organize değillerdir ya. bilirsiniz savaş açılan ülke açısından savaşlar, genelde zamansız ve plansızdır.
    takımlar forvetler ve bir tane kaleciden oluşur. kaleci takımın komutanıdır.takım yense de yenilse de her zaman sorumluluğu üstlenebilecek birisi lazımdır çünkü.pek de toptan anlamaz ya.
    maç başlamadan ölüm antları içilir ve o antlar sırasında savaşçıların ortalama 130 cm olan boyları maç sonuna kadar 200 cm ‘e kadar çıkmıştır ve savaş sonuna kadar her bir savaşçını merkezkaç kuvvetinden dolayı top için kullandığı ayağı, diğerine göre 2 cm daha uzamıştır.yaklaşık 8 saat süren ,sahanın her yerine amaçsız koşan insanlardan oluşan,maç, yerini dirence bırakmıştır.sadece güçlü olanların varlığını devam ettirdiği bir adaptasyondur bu .hayatın kendisidir bir yandan.
    yenmek amaçtır ancak yenilmekte bir son değildir. bu sadece yeni mücadelelerin habercisidir.
    yenilen takımın kavga çıkarması ve ailelerin devreye girmesi ve bunların kendini devamlı olarak tekrar etmesi kaçınılmazdır.
    tüm bu mücadeleler , üzerine su içmeye kıyamadığımız, çocukluğumuzdan kalan damağımızdaki tatlardır.
    1 ...