kaan h. öktem tarafından yine kendisi tarafından çevirisi yapılan heideggerin varlık ve zaman adlı yapıtı için yazılan giriş kitabıdır.
kitap 2008 eylülünde bahçeşehir üniversitesi ve agora yayıncılık işbirliği ile çıkmıştır ve 226 sayfadır.
kitabın içeriğine gelince.
kitap 3 bölümden oluşmaktadır;
sinopsis: bu bölümde varlık ve zamandaki bölümlerin birer özeti yer almaktadır.
sözlük: türkçe-almanca almanca-türkçe * olarak iki alt bölüm vardır. kitaptaki garip kavram seçimleri için dönüp baktığınızda gerçekten faydalı olmaktadır.
kavramlar ve açıklamaları: kitaptaki ana kavramların açıklamalarının yer aldığı bölüm.
kitabın daha önceden okunması gerçekten faydalı olacaktır. birincisi eserin * çevirmenin elinden çıkan bir özeti okunmuş olacaktır.
ikincisi ise kitabın çevirisinde gerçekten son derece saçma bir sözcük seçimi bulunmaktadır. yazar adeta türkçeyi katletmiştir. bu nedenle kılavuzu okumak yararlı olacaktır. hem sözcüklere aşinalık kazanacak hem de anlayamayacağınız bazı sözcükleri önceden sözlük bölümüne bakarak almanca türkçe bir sözlükten bulabilirsiniz.
hadi tamam osmanlıca sözcükleri sever tarihe karışmış sözcükleri kullanmanın ne anlamı var.
ya da neden o halde almancaların hepsini olduğu gibi bırakırmıştır?
örneğin negasyon; türkçeye bildiğimiz olumsuzlama diye çevrilen kavramı olduğu gibi bırakmış. oysa hiç değilse inkar diye çevirebilirdi.
bir başka örnek yazarın önsözde belirttiği havf kavramı, yazar endişe anlamına gelen başka bir sözcük olduğu için bu kavramı diriltmeyi seçmişmiş. tamam heidegger korku ve endişe yi birer ayrı kavram olarak almış ancak; hiç bilmediğimiz bir sözcük nasıl olacak da bir kavramı tam karşılayacaktır. bir zamanlar tam karşılasa bile olsa olsa havada asılı kalmaktan başka ne yapabilir. oysa birincisi kierkegard dan alınan angst kavramı türkçeye kaygı kavramı olarak çokça çevrilmektedir ve bu isimde bir kierkegard çevirisi zaten mevcuttur. ikincisi ise anksiyete de denebilecek kavramı zaten tam olarak karşılayan bunaltı sözcüğü vardır ve günlük dilde de kullanıldığı için çok daha anlaşılırdır. herhalde yazar bu yapısökümün babasına kendini fazlası ile kaptırmış ki dilin bir yapı olduğunu ve sözcüklerin anlamının diğer sözcüklerle ilişkisi içinde belirdiğini unutmuş. *
yazarın türkçesi de herhalde bir varlık ve zaman kılavuzu kılavuzu nu hak ediyor. yine de eser başarılı.