çok hassas kimseleri içerisinde barındıran güruhtur. kılıç kalkan ekibi de hiç fena değil hani.
bakınız efendim;
bizim cici kardeşlerimiz konulara tamamen fransız olduğundan dolayı gördüğü ilk ayeti (bkz: bakara 187) alevilerin mescitte cinsel birleşme yaptıklarını iddia ettiğimizi anlıyorlar.
hey gidi aslan parçaları...
sen ayeti bilmezsin, yahudiler gibi bir tarafı kapar diğer yanı okursun, nüzul müzul hak getire... ee ben sana daha ne anlatayım?
başkası da çıkar ben hiç bir halttan çakmam ama hümanizm bu işin üstesinden gelmeli der! oooldu paşam!
kimisi de gider "hoca yesevi 'ye mevlana 'ya şii dedin, ne iş?" der. demedim ki!
göz yok mu lan sizde? bunları anlamak için alfabeyi baştan sona sayabilmek yeterli gelir çünkü.
şimdi bu bilmeyen arkadaşlarımızın inadı insaniyet üstündedir. önemli olan insanlık diyorlar...
peki, ben şöyle anlatayım;
her müslüman tebliğ ile yükümlüdür. bu tebliği de kime olursa olsun yapmalıdır. tabi bunun usulleri, cartı curtu vardır. bu mevzu bir yana. bize bırakılan hadisler vardır ve bunlar en büyük hazinelerden daha değerlidir. onlara sıkı sıkı sarılmamız emredilmiştir. bizden hilafet kalkmış olabilir ama dinimiz alınmadı ki! ama laikliği, dejenere olmaya dünden razı güruha damardan enjekte eden fransızlar, dinlerini derken türklüklerini bu derece kaybedeceklerini hiç düşünmemiş olasalar gerek!
isteyen kabul isteyen reddeder ama ben bir işin dayanaklarından, hadislerden, ayetlerden bahsederken sen gel karşımda "vay bu nasıl insanlık" de, önemli olanın vahdet inancı ya da diyalog veya hümanizm olduğunu söyle dur...
şimdi kimileri bilmiyormuş ulemaya atılan iftiraları.
ulan! sen mevlana hazretlerinin adından sonra kuddise sirruhu denmesi gerektiğini ne zaman öğrendin ki?