atc'nin sizinle mütemadiyen taşak geçtiği uçuş simulatörüdür. netbook isimli bu küçük aleti sevme nedenidir zira istanbul-ankara uçuşunda bile kuleden uzun süre komut almayınca canınız sıkılabilir. öyle mal mal sağa sola bakmak da bir yere kadar, insanı sıkıyor. o zaman ne yapıyoruz? yanımıza netbook açıyoruz. ne bileyim, internete falan oradan giriyoruz. kule adımızı çığırdığı gibi hop, asılıyoruz hdg'ye alt'a. mis.
taşak geçme olayına gelirsek... yukarıda belirttiğim gibi. sabahın 7'si. gözüm kapalı uçuyorum. atatürk'ten havalandık, ters istikamete döndük, iç anadolu'ya doğru yardırıyoruz. haritaya baktım. esenboğa'yı karşıma alabilmem için böyle yaptıklarını düşündüm. fakat uçak alçalma-yükselme(dağlar olduğundan) komutları haricinde hiçbir uyarı almadı. güney kıbrıs'ın ortasına çaktım ben de.
haritaya bakın, ne demek istediğimi anlayacaksınız. istanbul'dan güney kıbrıs'a indim, istanbul-ankara seferi için. bir ihtimal, arkadan dolaştırıp doğu tarafından ankara'ya indirilecektim. ama o da çok saçma geliyor. niye üçgenler daireler çizerek ankara'ya dört buçuk saatte ineyim ki onca alternatif varken?
kule bunu okuyosan allah belanı versin, sabahın köründe iş miydi şimdi bu?