" nobel armağanı'nın batı bloku'na özgü bir armağan olmadığını biliyorum. bugünkü durumuyla nobel batılı yazarlara ya da doğu'nun başkaldıran yazarlarına özgü bir ödüldür. sözgelişi bu armağan güney amerika'nın en büyük şairlerinden neruda'dan esirgenmiştir. nobeli çoktan alması gereken aragon'un adı hiçbir zaman söz konusu edilmemiştir. armağanın mihail şolohov'dan önce boris pasternak'a verilmesi de üzücüdür. nobel armağanı'nı kazanan tek sovyet eseri(pasternak'ın eserini kastediyor), o ülkede yasaklanmış, dışarıda basılmış bir kitap olmamalıydı. gene de denge öbür yönde bir davranışla sergilinibilirdi : cezayir savaşı günlerinde, 121lerin bildirisi'ni imzaladığımız günlerde, nobel armağını'nı seve seve alırdım. çünkü o armağan yalnız bana değil, uğrunda savaştığımız özgürlüğe de onur kazandırırdı. bu yapılmadı." sayfa 487.
sartre'nin " bugünkü durumuyla nobel batılı yazarlara ya da doğu'nun başkaldıran yazarlarına özgü bir ödüldür " sözünün bugünde geçeriliğini koruması ilginç.
işin daha da ilginç yanı, sartre'nin 1964'te yaptığı bu konuşmada " armağanın mihail şolohov'dan önce boris pasternak'a verilmesi de üzücüdür " demesinden sonra 1965 nobel edebiyat ödülü'nü mihail şolohov'un almasıdır. demek ki baya bir tesir etmiş sözleri.