sade bir ateistti. bu da bence başını derde sokmak için yeterli bir nedendi 1740'da doğduğunu düşünürsek. üstüne birde seks konusundaki fantezileri, açık saçık ve tüm çıplaklığı ile yazdığı, sadizmin doruklarındaki eserleri ile o zamanlarda "şeytan" ilan edilmesine şaşmamak gerek.
adamın hayatı bence zengin, soylu ve yönetimde söz hakkı olan ailelerden birinin kızı renée pélagie de montreuil ile "zorla" evlendirilmesi sonucu değişti. bana göre bu tarz hayat sade'ye göre değildi. zamanında orduda askerlik yapmış fakat kendi isteği ile ayrılmıştı. bu da özgür ve biraz deli ruhlu sade'nin kapana sıkıştırılmaması gerektiğinin bir kanıtıydı.
nitekim bir süre sonra arıza çıkartmaya başladı. karısının kardeşi de dahil olmak üzere kadınları taciz etti ve karısı tarafınca hapse attırıldı.
yukarıda belirttiğim gibi bence özgür olması gereken sade, hapis hayatı ile birlikte iyice sıyırdı. bunu anlamak için 1785'te yazdığı "the 120 days of sodom" u okumak yeterli.
adamın cinsel dürtüleri o döneme göre fazla açık, uç noktalarda ve en önemlisi ulu ortaydı. tabi ne yapsın o zamanlarda paris'in ünlü ara sokaklarındaki şifreli parti klüpleri, köpük banyolu çıplak gezilen barlar yoktu. amsterdam'da porno tiyatrosu açılmamıştı henüz! şimdi yaşasa belki sadece sado mazo zevkleri olan biri olarak yaşar giderdi ve internette blog açar, fantezilerini yazar, millette bayıla bayıla okurdu.
ama 1780'lerde hem ateist, hem de cinselliğin doruklarında gezmek, sadist fanteziler sahibi olmak, asmadıklarına sevinmek lazım.