filmi ilk izlediğimde bir süre anlayamamıştım. asıl konuyu anladığım nokta kızın saçlarıyla, shilbulba daki ağaç ve ilk rahibimizin ağaca yaklaştığında ağacın uzantılarıyla arasındaki çekimin birbirine benzerliği idi. bu noktada koptuktan sonra filmi tam anlamıyla ikinci izleyişimde anlamış bulunuyorum. biraz gereksiz yere uzatılmış olsa da görsel olarak güzel sembolik anlatımlara yer verilmiş, amerikan filmlerine özgü vurucu müziklerle süslenmiş. rachel weisz balık burcu olduğunu yine saklayamamış, puslu puslu bakaraktan oynamış. hugh jackman döktürmüş. farklı, güzelcene bir filmdi, ağladım da. daha ne isteyim zaten.
ayrıca filmden bazı detaylara bakacak olursak, filmde geçen hayat ağacı "natul tortuosa" fagaceae, kayıngiller ailesinden bir ağaçtır. ancak internetten aranınca herhangi bir bilimsel kaynaktan bulunamamaktadır. yine filmde ağacın synonimi olarak görülen "mirabilis lindheimeri" ve "mirabilis dichotoma" internette başka familyalar altında ve otsu bitkiler olarak çıkar. "mirabilis dichotoma" filmde thomasın dönüştüğü çiçeklerdir. ancak m. lindheimeri filmde yer alıyorsa da bulamadım. ayrıca sevgili wikipedianın dediğine göre mayalar "ceiba" genusuna ait bir ağacı hayat ağacı kabul ederlermiş. bir de filmde dr. creo nun isminin de anlamı dikkatimi çekti. ispanyolcada "creo" "yaratırım, inanırım, inanan" gibi anlamlara gelmektedir. işte böyle detaylarda dolaşan insanlar da olabiliyor.