arka sıradakiler ile beraber, aslında konuları, oyunculukları çok göz doldurmasa da beni garip bir şekilde yayınlandıkları saatlerde ekran başından ayırmayan iki diziden biridir.
--spoiler--
şu sıralar, 'bihter-behlül ikilisini kim gördü'den çok, 'deniz, annesinin nerede olduğunu ve babasının kim olduğunu öğrenebileck mi' sorusu kafamı daha çok kurcalıyor.*
hatta üşenmeyip bir de karakter tanıtımı yapmak geldi içimden:
deniz: dizimizin esas kızı. annesi almanya'ya gittiğini söyledikten sonra, aslında babası olduğunu bilmediği hocasının evinde kalıyor. etrafındaki tiki öğrenciler köylü kızı diye kafayı taktılar, ikbal hanımın da bir kovmadığı kalmıştı, en sonunda onu da yaptı. aslında güzel kız, ama bir iticiliği var sanki, yakıştıramadım başrole.
mert: ben bu çocuğun kimin nesi olduğunu pek anlayamadım, galiba ikbal-bahri çiftinin aile dostlarının oğlu. başka türlü bir ilişkiler ağı varsa da çözemedim ben daha. deniz'le aralarında bir şeyle olacak yakında.
bahri: deniz'in babası, ama kimsenin haberi yok bundan. kızıyla karısı arasında kalmış, bir de galiba deniz'in annesini seviyor hala.
ikbal: bahri'nin karısı. deniz'i evde istemiyor, oğlunu ayartacağından korkuyor.
banu: çakma tiki. zengin arkadaşlarına karşı sürekli yalan söylüyor, zaten yoksul olan ailesini iflas ettirecek bu kız
pelin: en gıcık olduğum karakter. bahri'nin kızı, banu'nun kankası. göz süzmeleri falan çok itici.
özgür: bahri'nin oğlu. kocaman gözlüklü, asosyal bir tip. sadri alışık hayranı. banu'ya fena halde aşık.
deniz'in annesi: kanser hastası, bunu kızından saklayıp almanya'ya gittim dşye aslında deniz'in okuduğu tıp fakültesinde tedavi görüyor.
--spoiler--
bu diziyi benim kadar ciddiye alarak izleyen bir kişi daha yoktur diye tahmin etmekle beraber, elimde olmayarak hipnotize olmuş gibi takip etmeye devam ediyorum sevgili sözlük.