yurtdışında yaşama hayali kuran kişi

entry19 galeri
    10.
  1. yurtdışında yaşama hayâli kuran kişiye söylüyorum; yurtdışında geçirilen zaman, zaman değildir. eğer bir gün sonunda türkiye'ye döneceksen, hayâlini bile kurma. 3 sene yurtdışında kalmış ve geri dönmüş bir insan olarak bunları yazıyorum; yurtdışında geçirilen 3 senenin ardından ülkeme döndüğümde aslında bu sürenin yaşanmamış bir 3 sene olduğunun farkına vardım. 3 sene boyunca edinilmesi muhtemel bir kısım arkadaşın ve iş hayatında olması muhtemel ilerlemenin yokluğu bir yana, var olan arkadaşlarında yok olduğu bir süreçten bahsediyorum.
    aslında yurtdışında geçirilen sürenin epey eğlenceli geçtiği inkâr edilemeyecek bir gerçek. büyük bir aşk acısının ardından, daha iyi para kazanmak, askerlikten yırtmak gibi sebeplerle ülkemin kadim kasvetinden kaçarak gittiğim ülkede toplumsal ve cinsel özgürlük uzun zamandan beri deneyimleniyordu. insanlar boş zamanlarını hayattan keyif alarak geçiriyor, şehirleri panayır yerine çeviriyor, hiç tanımadığın insanlarla tanışmak çok kolay, ayrıca bekâret tabusu elbette yoktu ve yaşıt kadınların çoğu cinsel anlamda tecrübeli ve hayatta çoğunlukla ayakları yere basan güçlü insanlardı. ülkemin kasvetinden çıkan bir kişi için elbette bunun bir "görmemiş esrikliği" ile bezeli mutlu bir sürece kapı açacağı sürpriz olmamalı. parasal olarakta bir sıkıntının yaşanmadığı bir ortamda gayet tabiiki sanal bir mutluluk psikolojisi içindeydim.
    gelgelelim döndük kürkçü dükkanına (pek benim elimde olmayan sebeplerle). bahsettiğim gibi sadece 3 sene daha yaşlandığımı hissettim. ülkemin kadim kasveti bütün haşmetiyle yerli yerindeydi ve şahsıma yabancı olmayan yalnızlık fasit çemberi veyahut kısır döngüsü tekrar geri dönüyordu. büyük sınıfsal ve kültürel farklılıklar, gelenek görenek ve tassup baskısı, istanbul'un olanca çirkinliği ve işte maddi sıkıntılar tam karşımda duruyordu. bir çok kişinin bir arada olmak zorunda olduğu göreli özgürlük ve zorunlu sosyallik ortamı olan aile parasına dayalı okulda bitmiş, kendisini herkesin steril ofislere tıkıştırıldığı iş ortamına bırakmıştı. bütün bu sıkıntıları aşacak çareleri bulmanın imkânsızlığı bir yana, yarattığı depresif ruh hâli sebebiyle bunu yapabilecek enerjiyi bulamamakta cabasıdır böyle bir ortamda.
    gene parasızlıkla dolu, kazara bulduğun, âşık olduğun kadınla baş başa kalarak sevişecek yer bile bulamadığın üniversite yıllarının kasvetinin tekrardan dirilişidir yani söz konusu olan.
    ülkenin toplumsal olarak dönüştürülmesinin büyük zorluğu bir yana, istenilenin de çok fazla bir şey olmadığı belirtilmeli bu noktada: sadece âşık ve mâşuk olan, bilincini özgürleştirmiş ama bunu yaparken düzeysizleştirmemiş bir sevgili, dostlukla ve aşkla oluşturulmuş bir "birim kurtarılmış bölge" ve bu ilişkinin rahatça yaşanabileceği asgari maddi imkânlara sâhip olmak. ayrıca karşılık beklenmeksizin oluşturulmuş dostluklar.
    bu yazıyı okuyanların bir kısmı bütün bunları anlayamayacaktır. çünkü onlar ya bu yurdum paradigması içerisinde düşünmekteler veyahut bütün bu kasveti yaşamayacak koşullara sahipler. bizim derdimizse arada kalmaktır. yâni bunları sadece arada kalanlar anlayabilir.
    0 ...