tam vaktini bir türlü anımsayamamakla birlikte, bir yaştan sonra şöyle düşünmeye başladım: '' insan aslında zamanla gelişiyor evet, vücudu, ruhu, düşünceleri... ama bu değişim sürecinin farkında olması aslında bir an-sabah oluyor hep. bir sabah bi kalkıyorsun ergenliğe girmişsin, sonra bir uyanıyorsun hayatından birileri eksilmiş, bir sabah çok sevdiğini sandığın birini aslında o kadarda sevmediğini fark ediyorsun, bir sabah büyüdüğünü hissediyor. ve bir sabah hiçbir şey hissedemiyorsun...''
kafka yı okuduktan sonra tuhaf bir sevinç gelip içimi ısıttı ve dışarıdan bakınca anlamsız gelecek bir tebessüm dudaklarımda belirdi. bir adamın daha benim gibi düşünmüş oluşu, onu kendime yakın görmemi sağlayışıydı belki de.
öyle ya kafkanın kahramanları bir sabah bir böcek olarak ya da kendisine bir soruşturma açılmış olarak uyanırlar,ansızın olur bu...
kafka baskıcı bir babaya, bitmek bilmeyen bürokrasiye, burjuva ahlakının getirdiği aile ve toplum ilişkilerine atıfta bulunarak bazen dağınık bazen düz bir çizgideymişçesine ilerler. bir şeyler anlatmak derdinden çok sadece yazmıştır . o bir rahip değildir çünkü. okursun. durur ve bu benim dersin.