selamlar çöp kutusunu kamyona boşaltırken çöpçünün aşağıya doğru çektiği mekanik kol,
liseye yeni başlamış bir genç kızın yeni boyanmış oda duvarındaki hayko cepkin posteriyim ben. çoğu benden korkup, göze hoş gelmez bulsa da yeni açmış bir papatyanın yağmurda henüz ıslanmış yaprağındaki su damlasıyım. ve poster gibi gerçek değilim. bir ilk okul sırasındaki silgi ve kalem konulan, pek de derin olmayan, sırayı boylu boyunca uzanan o narin kanalım. üzerime kocaman bir kalp yüklemişler, bir ok, iki de isim. ok kalbimi deşiyor tam orta yerinden.
ben kışın gelmesiyle birlikte sandığın en derininden çıkartılan tüylü paltonun vebinde unutulmuş bir bozuk parayım. ancak anlık sevinçler yaşatabiliyorum ve beceriksizim.
ben 12 yaşında, dizleri kabuk bağlamış, tırnaklarının arasında toprak kırıntıları olan bir çocuğun evvelsi gün misket oynarken kullandığı eldeliğim. tutkuyla sevilsem de zamanla unutuluyorum.
geceleri yağan yağmuru seviyorum ben.
gökyüzünde güneşin olmadığı geceler.
ben bir çocuğun yediği yazın ilk dondurmasını seviyorum.
ben içimdeki çocuğu seviyorum.
doğacak çocuğumu.
ölümü seviyorum en çok.
yaşamımda olacak tek kesin vurgu ölüm... bekliyorum doğacak güneşi...