anne tarafı da baba tarafı da göçmen olan bir ailenin torunu olarak balkan toprakları benim için hep çok çekici oldu. sorulsa eğer en çok görmek istediğin yer neresi diye mostar köprüsü, saraybosna kısaca balkan toprakları diye olur cevabım. en sevdiğim meyvedir tadında başladığım bu entrye böyle devam etmeyeceğim tabiki.
barışın, çok kültürlülüğün simgesi olan mostar köprüsü yeniden yapıldığında bu barış için atılmış en güzel adımdı bence, hep böyle kalsın isterim.
köprünün yeniden yapımına başladığında atılan ilk adım patlama sırasında neretva nehri ne düşen taşları tek tek çıkarmak olmuştur. yapım ekibi büyük oranda köprünün orjinal halini muhafaza etmek istemiş fakat hem patlama hem de nehrin tahrip etmesiyle taşlar pek kullanılır durumda değildir. bu durumda asırlar önce köprü yapılırken taşların alındığı taş ocaklarına başvurmaya karar verilmiştir. taşları birbirine bağlamak için eski yapıyı incelediklerinde demir çubukların kullanıldığı görmüş ve aynı yönteme başvurmuşlardır. fakat burda demir çubukların uzun yıllar boyu hava değişimlerine, yağmura nasıl dayanacağı sorusu gündeme gelmiştir. ilginç ki günümüz teknolojisinde bu soruya cevap bulmaları hayli zaman almış. oysa ki asırlar önce hayrettin taşların içine açtığı kanallardan demir çubukların olduğu yere kurşun dökerek bu işi çözüme kavuşturmuş. yeniden yapım ekibi de takdir edersiniz aynı yöntemi kullanmıştır. burda br paragrafa sığdırmaya çalıştığım bu zorlu çalışmadan sonra köprü 23 temmuz 2004 tarihinde yeniden açıldı. bosnalı gençler yeniden atladı köprü üzerinden neretva nehri nin soğuk sularına. geçen gece cnn türk te izlediğim belgeselden aklımda kalanları böyle anlatmaya çalıştım bende.