okul tuvaletine küçük çişini dahi yapmayan bünye, son ders bitiş zilinin çalmasıyla maratona katılan atlet edasıyla okul ve ev arasındaki iki kilometrelik mesafeyi katetmeye başlamıştı. koşarken iki bacağının arasındaki pipisi sağa sola çarptıkça idrarın yapmış olduğu tazyik daha da çekilmez bir hal almıştı. vücudundan çıkan ter damlaları yoğunluğunu arttırsa da, ucuna kadar gelen idrardan hiçbir şey eksiltmiyordu. büyüdüğünde nail olacağı sabrın ilk testlerini yaşadığından habersiz eve yaklaşmıştı. yolda gördüğü eşe dosta pipisini bırakıp selam verme zahmetinde bile bulunmamıştı. apartman kapısının önüne geldiğinde, her zaman açık olan kapının kilitli olduğunu görünce ilk öğrendiği ve hayatı boyunca diline dolanacak olan o küfrü etti. "ananı si.iyim". elini cebine atıp anahtarı yoklarken bile pipisini sıkmadan edemiyordu. neyseki ilk denemede doğru anahtarı bulup asansöre yönelmişti, asansörün zemin katta olması için bildiği bütün duaları ederek. asansör kapısına geldiğinde iki kere ağzından "ananı si.iyim, ananı si.iyim" çıkıverdi. asansör yedinci kattaydı ve kendi evi de son kat olan yedinci kattı. pipi ucundan artık gelmeye başlayan minik damlaları düşünmeden beklemeye koyuldu. artık asansöre binmişti. bu yolculuk hayatının en uzun yolculuğu olacaktı. asansörün tak sesiyle kapıya vurduğu tekmeyle çıkıverdi dışarı. cennete kavuşmuşcasına koşuverdi kapıya, bastı zile. sonra bir daha bastı. normalde on saniyeden uzun bir sürede açılmayan kapı açılmıyordu. gözleri üzerine gelen man kamyona bakarcasına fal taşı gibi olmuştu. yaşadığı duygu karmaşası pipisinin ucundaki tazyikle bölünüyordu. elini cebine attı, anahtarı yoklarken artık zaman onun için durmuştu. açık gri pantolonu, yavaş yavaş sıcak bir hisle koyulaşmaya başlamıştı. kafasını hafifçe yukarı kaldırdı ve gözlerini yumdu. diskalifiye olmuştu yarıştan ama o an için bu onun umrunda değildi. kapı önündeki mermerin sararması bitince kapı açılıverdi. pringles ağlamaklı gözlerle bir annesine, bir buhar çıkan pantolonuna bakıyordu. kalakaldı oracıkta. ama öğrendiği bir şey vardı artık. "nerede bir delik, çimen, duvar dibi, apartman boşluğu, umumi tuvalet görsen işe."