Kum gibi çoğalan sorularla gittikçe ağırlaşmakta ve zaten taşımakta zorlanılan başın; aynı zamanda bildiğin cevapların aslında soruyu çözmeye yetmediğini anlamanın; çaresizliğin büyüttüğü gün gün yitirilen umutların da ağırlığıdır...
Sürekli yargıladığın ve yadırgadığın halde o yapının içinde boşa nefes aldığını hissetmek gibi, insanı an be an biraz daha tüketen, yaşam üzerine, sevgi üzerine ve huzur üzerine düşüncelerinde zerre kadar olsun örtüşmeyen, uyuşmayan yaşamın gerçekleri ile... kendini uzlaşmaz çelişkilerle kuşatılmış hissederek bir yaban gibi yaşamaya çalışmak.