hayat hayaller ve yıkımlar

entry86 galeri
    69.
  1. - aradığın nedir? neyin peşindesin? amacın ne? ne istiyorsun?
    - bir fikrim yok!
    - hiç mi yok? bir düşünce kırıntısı bile mi? ilginç! yazık!
    - dur! peşin hüküm verme. şimdi buldum daha doğrusu şimdi aklıma geldi.. var bir şeyler..
    - jeton sekizgenmiş..
    - şakacı seni.. neyse boşver birçok amacım var.. neleri aramıyorum ki.. ayrıca kimsenin peşinde değilim.. çok şey istiyorum..
    - ne o hayırdır politikacı mı olacaksın? tv programlarından birinde degilsin arkadaşım kusmaya başla hadi.. frenleme kendini, çekinme.. söyleyeceklerinden hesaba çekilmeyeceksin.. hiçbirisinden sorumlu tutulmayacaksın.. hiçbiri kayıtlara geçmeyecek merak etme tüm melekleri atlattık.. hadi ne bekliyorsun?
    - mutlak huzuru arıyorum.. etrafımda canımı sıkacak nedenler ve insanlar barındırmak istemiyorum.. bu arama bir ömre sığmayacak biliyorum.. işte bu yüzden bu aramayı etrafıma aşılamak istiyorum.. ben ölünce de devam etsin istiyorum bu arayış.. kuşaklara yayılsın.. ben yokken dostlarım bulmak istediğim şeyin peşinde koşsunlar.. onlara da bir amaç aşılamış olurum.. neden? niçin? gibi sorularla ömür tüketmelerini istemiyorum mesela.. dediğim gibi mutluluğu bulamayacağım biliyorum.. zaten nasıl bulabiliriz ki? yarısından fazlası hatta neredeyse %90'ı mutsuz olan bir dünya da mutluluğu aramak ne kadar doğru bir iş olabilir?
    - neremiz doğru ki işimiz eğri olsun..
    - işte ben de bunu diyorum.. herkes mutsuzluğa razı.. herkes kafasını önüne eğmiş boğaz tokluğuna korku politikaları desteği ile yaşıyor.. kimse kafasını kaldırıp gökyüzüne bakmıyor.. ben korkmadığımı ve sisteme, yani milyarlarca kelepçelenmiş, birbirine bağlanmış insanların hiç sesini çıkartmadan yaşayan öküzlerden biri olmadığımı ve etrafımdakilerin de böyle olmaması gerektiğini düşündüğüm için kafamı kaldırıp göyüzüne bakıyorum..
    - zoru istiyorsun yani?
    - hayır hakkımı.. hakkımızı.. yani kişisel değil derdim.. siktir et yani.. ben kendimle başbaşa iken mutluyum.. hiçbir şey aramıyorum da. amacım da yok.. kendimle başbaşa iken böyleyim ben.. ama yanımdan biri geçip gittiği anda, sokağa çıktığım, otobüste bir yaşlıya yer verdiğim ya da herhangi biri ile iletişime geçtiğim andan itibaren mutsuzum.. işte o zaman bir ton şey arıyorum.. birçok şeyin peşindeyim.. ve her şeyi istiyorum.. daha çok tutku.. daha çok sıkıntı.. sızıntı.. kin.. acı..

    burada hepimiz duruyoruz çünkü polis durduruyor düşüncelerimizi! bedenimizi! ruhumuzu!

    - dur! geçme! bekle!

    - ?!?!?!

    1, 2, 3, ........

    - bekleyin!

    69, 70, 71, ......

    - geçebilirsiniz! düşünebilirsiniz! konuşabilir hatta isyan edebilirsiniz! sayınızı arttırmadan istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz.. kitle olmadan imha olabilirsiniz!

    - biz kitle imha silahı olmak istemiyoruz!

    - çok mu zor?
    - ney?
    - bir şeyi elde etmek!
    - hayır, aksine çok basit yeterki onu yeterince iste..
    - off be! şu salak saçma kişisel gelişim kitapları gibi konuşmayı kes..
    - senin anlayacağın dilden anlatayım o zaman!
    - bira var mı?
    - dolap ağzına kadar dolu..
    - güzel.. kırıklarını yamala.. ya da sakla onları kimse görmesin.. yok saklamak fayda etmez unut onları, yok et.. yenile her şeyi.. organik ve taze bir hayat kullan.. sonra ruhunu yalnızlığından kurtar.. kuytu köşelere hapsettiğin mutluluğu hüznünü yerine as tekrar.. kaldır artık hüznünü dolabına..
    - işimiz zor desene!
    - daha bitmedi, dur.. gülümsemenin ne demek olduğunu hatırla.. yüzünü gülümsemeye alıştır.. gözlerin arkasından gelecektir.. kafanı yeraltından çıkar.. bira şişeleri arasında yaşamaktan ve sıgara dumanı ile nefes almaktan kurtul.. yani mutsuz, korku politikaları ve baskı ile yaşamak zorunda bırakıldığı bir hayatı tamamlamak ile yükümlü milyarlarca insanın kirlettiği, senin için oldukça temiz olan havayı solumaya başla..
    - kendimi mi öldüreyim yani?
    - hayır aksine hayata tutun.. dışarı bak.. hayat bizim yaşadığımız değil dostum.. biz sikimizin keyfine takılıyoruz.. ama dışarı bir bak kimse bizim gibi yaşamıyor.. herkes bir şeyler peşinde koşuyor.. sayısız amaçları var.. tek başlarına başaramadıkları yaşamı evlilik denilen bir şey ile daha da zora sokuyorlar.. çift kişi olup mutsuzluğa, zorluğa, baskı ile oluşmuş bir yaşam biçimine adım atıyorlar.. bununla da bitmiyor.. daha çok çalış! daha çok sömürül! daha çok kullandır! ezdir! küfür ettir kendine.. ve isyan edeme.. hakkın yok isyana çünkü sen tüm haklarını üç kuruşa sattın!
    - bu mu lan hayat?
    - ta kendisi.. ne zannettin.. birkaç şişe bira birkaç paket sıgara.. karmakarışık filmler.. içi küfür dolu kitaplar yok! bunların hepsi hayal.. düşten tek farkı birkaç saniye sürmüyor o kadar..
    - bok gibi..
    - sıgara?
    - evet, bira da alalım mı?
    - dolap ağzına kadar alkol dolu diye söylemiştim!
    - tamma hatırladım.. o polis neden bizi durdurdu?
    - bir fikrim yok ama plakadaki yıldızlara bakılırsa korku politikalarının siyasi kanadını oluşturan birisi olması muhtemel..
    - neyse şiştim.. sikerim böyle hayatı.. içim sıkıldı..
    0 ...