bu konu hakkında bunları yazmıştım vakti zamanında. şimdi bir de durumu alevilerin ve şiilerin gözünden görelim.
Neden Aleviler ve şiiler Osmanlı'ya bağlı olmamış da Safevilere bağlı olmuştur.
bu bağlılığı suç olarak adletmek yanlıştır. Merkezi otoritenin zayıfladığı, Devşirmelerce Anadolu Türklüğünün inim inim inlediği bir coğrafyada Halk kendi içinden çıkan bir liderin peşinden gidecektir ve bu lider şah ismaildir. şah ismail Alevi Şii türklüğün içinden çıkmış ve O türklükle iktidara gelmiş biridir. Şimdi Şii Alevi Türkmenlerin yerinde biz olsak Vergi toplamada her türlü yolsuzluğu yapan, Vilayetlerin başına gelen devşirmelerin yönettiği bir devletin tebaası mı olmak isteriz, istanbul'da oturan Yavuz'un tebaası mı olmak isteriz yoksa Kendi içinden çıkardığımız bir liderin mi?
Bu ve benzeri sorunlar her daim O çağlarda çıkmıştır. Bir lider çıkar merkezi otoritenin haksızlıklarına dur demek için baş kaldırır (illa haksızlık olacak diye bir şey de yok boy ayrışımları da neden olabilir) onun peşinden gidenler olur ve onların başı ezilir. iki taraflı bir konudur. Halkın ayaklanması da haklıdır, otoritesini koruyup devletin bekaasını düşünen güç sahibi de.
Bu değişmez düzen Roma'da da böyleydi, Hunlarda da , gaznelilerde de selçuklularda da.
Selçuklular tebaaları olduğu gaznelilere devamlı sorun çıkartırlardı. Gazneliler çok fazla selçuklu öldürmüştür, Selçuklular da çok fazla gazneli.Ha sonunda ne olmuştur selçuklular mücadeleyi kazanmıştır.
Osmanlı Selçuklunun merkezi otoritesinin güçlü olduğu zaman ortaya çıksaydı ve giderek güçlenseydi Osmanlı da selçukluya isyan edip kendi devletini kurmak isteyecekti.
yani olağan dışı, bir olay olarak nitelemek yanlıştır bu olayı.
Bununla beraber ders çıkartmak ve bu çağda böyle bir ayrışımın ne kadar yıkıcı olabileceğini görmek gereklidir.
Bu konuda hiç kimse suçlu değildir.
Ha yavuz sonrasında giderek artan kültürel ve ekonomik baskılara gelince.