bu dizilerin ortak noktası ve ana teması iyi-kötü karakterlere odaklı oluşlarıdır.
ne zaman kanal gezerken denk gelsem mutlaka kötü kalpli bir köy ağası, doktor, mühendis, bakkal, zengin ev hanımı, baba, dayı, üvey ana, mahalle kasabının sapık çırağı vs. bir fakir müslümana zulmediyor. güçsüz, biçare vatandaşı aşağılıyor, onu hor görüyor, dövüyor. güçsüz vatandaş da yaşadığı ülke artık neresi ise o ülkede polis olmadığı için bu eziyetlere boynunu büküp katlanıyor.
bu dizilerde ortak bir nokta da herkesiz salak oluşu. yani eziyet gören de salak eziyet eden de. organizasyon sıfır. kötü karakterin, kötülük yaparken öyle joker gibi bir felsefesi,programı ne bileyim bir anlatısı da yok. genelde para için ya da sırf kötülük yapmış olmak için yapıyor. kısacası karakterler, doğuştan iyi ya da kötü ama mutlaka salak.
kötü-iyi eksenli kurgulanan, bugs bunny kadar bile yaratıcı olmayan bu dizileri yazan adamların sanırım posta gazatesine şiir yollayan adamlarla bir bağlantıları var. henüz çözemesem de bu ilişkiyi, iz üzerindeyim...