uzun uzadıya yazarsam yüzüm kızaracak sinirlerim tavan yapacak iyisi mi kısa tutayım.
arkadaşın motorsiklet ile birlikte beykoza gideceğiz diye yola çıktık kayışdağından. arkadaş eğlence olsun diye "olum kadıkoy, harem, üsküdar ordan da kavacıktan basar gideriz" dedi "tamam" dedim*. göztepe köprüsünü geçtikten sonra " olum boşver gel otobandan gidelim" dedi yine "tamam" dedim. otobanda hafif yağmurda çiseleyince kapşonu geçirdim kafaya, 80de falan gidiyoruz işte. kapşonu bir sıyırdım yukarı altunizade kavşağının ordaki binaları gördüm. yok dedim artık daha neler şaka olmalı bu yaa! "laaaaaaaann" dedim bağıra çağıra.
+çek sağa çekk, olum nerde hani kavacık yavşak?
-hasssssiktir...
gişelere kadar gittik tam ordan karşı yöne geçecekken polis farketti bi yığın azar, bastık ordan beşiktaşa, kabataşta arabalı vapur var dediler o da yalan çıktı, kabataş çıkışı yine polis yine bi yığın azar* ordan da bastık eminönüde, ordan arabalı vapurla harem ordan beykoz ordan...*
gülelim mi ağlayalım mı bilemedik. köprüleri karıştırdık güpegündüz. sözde beykoza gidecekken kıtalararası yolculuk yaptık, o bile yetmedi arabalı vapurla deniz yolculuğu yaptık, şimdi havalimanı yolundayız bi sonraki hedef o.
