geçtiğimiz sezon enkaz halinde devraldığı kocaelispor'u adam edendi, ama devraldığı takım o kadar rezil durumdaydı ki ligde kalması için ilahi güçler lazımdı. futbolcularıyla iyi diyalog kurdu. gene de başarılı oldu, şimdi de denizli'den kovulmuş, bak bak. kovulmasıyla türk kulüplerinin ne kadar küflenmiş beyinlerce yönetildiğini göstermiştir. takımın başına geçer geçmez "uyum için 7 haftaya ihtiça var" demişti ve sonrasında adam bas bas bağırıyordu "benim elimde futbolcu yok, kadroyu hiçbir zaman tam göremedim" diye, kaldı ki denizlispor ilk ilk 4 maçından 3'ünü fenerbahçe, galatasaray ve kaysersipor gibi güçlü takımlarla oynadı. üzerindeki günah keçisi baskısıyla öyle gerildi ki kayserispor'a 3-0 yenildikleri maçta antrenörle yedek kulübesinde sertçe tartıştı. yazık, geldiğinde "denizli'de küme düşme korkusu yaşamayan bir takım yaratacağım" demişti.
daha 2. haftadaki 4-1'lik galatasaray maçında sonra başkan üstü kapalı olarak teknik direktöre bok atmaya başladı, pardon arkadaş ne umuyordun? geçen seneki o takım, garabet kadroya adam gibi takviye yapmadan bu sene arsenal gibi oynayacak sanıyordun sanırım. çocuk oyuncağı mı bu iş, 4 haftada adam kovmak? kim gelecek sanki şimdi, capello mu gelecek, mourinho mu? gene senede 8 tane takım çalıştıran o bildik ekipten biri gelecek. denizlispor'un bu kadroyla işi çok ama çok zor, sanki mahalle takımındaymışçasına öyle birkaç maç yenildi diye teknik direktörü takımdan şutlayınca birtakım yanlışlıkların üstü kapanmaz. denizlispor sevdiğim bir kulüp olmasına rağmen bank asya birinci lig'e uçsun da o yönetim bozmalarının akılları başlarına gelsin diye diyorum.