olay bir arkadaşımın başından geçmiştir. çocuk ailesiyle her yıl gittiği gibi kampa gidip eylenmek gezmek, görmek , stres atmak istemektedir. herşey iyi ve güzel devam ederken beklenen an gelir çatar. kampın son günüdür. nasıl geldiyseniz öyle gitmeniz gerekmektedir. ama ve lakin; millet sanki kampta kalmaya değil taşınmaya gelmiş. dolaplar mı dersiniz? televizyonlar mı? yoksa açılıp kapanan ve etrafında 12 tane pilastik sandalye bulunan masalardan mı ah sormayın gitsin. ve tipiniz biraz bizim arkadaş kadar mazlumsa hepsini siz toplarsınız efendim. olum şuraya gel dolap var, yardıma gelin lan dolap üstüme düştü gibi seslere ilk kulak verirsiniz. yazıktır size. hayattan bıkarsın sıçarsın böyle kampın içine.*